1 Ekim 2013 Salı

Cem Akaş - Tekerleksiz Bisikletler

Anlatım biçimlerine göre söz konusu olan mevzunun kimlik değiştirmesi güzel. Bunlar edebi işler. Bizde Ferit Edgü'nün böyle bir çalışması var, Gökdemir İhsan'ın Kurmaca Alıştırmaları var, usta Raymond Queneau'nun Biçem Alıştırmaları var. Bir şey anlatırken kimileri bunu oyun oynayarak anlatmak istiyor. Queneau şuna benzer bir şeyler diyordu: "Bütün bilimler tek bir noktaya doğru ilerliyor, edebiyat da bunun bir parçası ve yazar, yazarlığını korumak istiyorsa kendini bu olanlardan soyutlamamalıdır." Aşağı yukarı. Oyunları bu görüşün bir köşesinden çıkarabiliriz. Bunun belli bir sınırı yok; az oyun, çok olay/durum olur, tamamen oyun olur. Edebiyat bu yüzden çok güzel; istediğinizi seçebilirsiniz. Her çeşit yazarımız mevcut. Bütün dünyadan bahsediyorum.

Cem Akaş da bana göre bir oyuncu. Röportajlarında böyle bir çaba gütmediğini, sadece yazdığını söylüyor. Kuralları koyarken oyun oynamak istemediğini söylüyor ama bu da bir oyun. Edebiyatla yaşam iç içe geçmiş, olayı bu.

Tekerleksiz Bisikletler, postişten ek yazımlara kadar geniş bir alan sunuyor okura. Belli bir hikâyenin peşinde koşan bir okur değilseniz değişik anlatım teknikleri hoşunuza gidecek. Bir iki örnek vereyim, gerisi sürpriz. Şimdi gördüm, künyede şu yazıyor: "Bu kitapta yazım kuralları konusunda yazarın isteklerine bağlı kalınmıştır." Neden böyle bir şey ekleme ihtiyacı duydular acaba. Okur için oldukça yabancı bir olay olduğunu mu düşündüler, bilmiyorum. Leyla Erbil'in Karanlığın Günü metninde üç virgülden türetilmiş vs. noktalama işaretleri vardı. Bilge Karasu da yeni anlatım biçimleri denemiştir. Yeni bir şey değil bu yani, belki yayınevinin sadık okurları için bir uyarıdır bu. Öyle düşünmek istiyorum.

Halı Nerde, Dedi: Diyaloglarla ilerleyen bir hikâye. Sayılı durum cümleleri dışında alayı diyalog. Tırnak işareti kullanılmamış.

Bir Gün Hepiniz: İçinden Banksy geçen, fiilsiz bir hikâye. Jilet'in sokak sanatı, Lale'yle tanışması ve bol bol Kadıköy. Dediğim gibi, cümlelerde fiil yok.

Feniks'in Külleri: Bir Borges anlatısı gibi başlayıp Borges'i anarak biten bir metin. Dipnotların pek de dip olmaması var üstelik.

Madame Bovary eklemeleri, Thérèse Raquin çıkması, fotoğraf altı hikâyelemeleri. Üslubun özgürlüğü konusunda ufuk açıcı bir kitap. Tavsiye. 7'yi de tavsiye ederim.

Ek: Röportaj buldum bir tane.

2 yorum: