18 Haziran 2014 Çarşamba

William Golding - Sineklerin Tanrısı

"Bir grup veledi ıssız bir adaya atsak ne olur?" temalı bu deneyimizde çocukların ne kadar psikopat ve aklı başında olabileceğini görüyoruz. Kötülüğün cisimleşmiş haliyle de karşılaşıyoruz, sanki insanları kötülük yapmaya iten, insandan bağımsız başka bir güç varmış gibi. Mevzu iyilik ve kötülük arasındaki mücadele aslında, yazar bunu yansıtmakla birlikte bu ikisinin bir arada bulunabileceğini, kötülüğün törpülenmesinin ve iyiliğin yüceltilmesinin uygarlık yoluyla gerçekleşebileceğini anlatıyor bir açıdan. Mina Urgan'ın görüşü de böyle.

Kitabın yazıldığı tarih 1954, o sıralarda Kohlberg muhtemelen kuramı üzerinde çalışıyordu. Kuram 1958'e ait. KPSS illetini çekenler özellikle bilir; Kohlberg'in ahlak gelişimi üzerine güzel bir mevzusu var. Kademeleri falan unuttum şimdi, ceza-itaatten evrensel doğruya kadar sekiz kademe var galiba. Ben sadece bu kitaptaki veletlerin ahlaki davranışlarının açıklaması olabilecek bölümleri alıyorum.

"1. Dönem: Ceza ve İtaat (Yaklaşık 4-5 yaş arası dönem): Bu evrede davranışın sonucunda doğruluk ve yanlışlığına bakılır. Örneğin çocuk eğer ahlaki olarak hata yapmışsa cezalı, doğru olanı yapmışsa cezalı değildir. Birinci evre son derece ilkel özellikler taşır. “Çocuk bütün sorunlara fiziki cezalarla çözüm arar”. Zıddı olan doğru davranış düşüncesi de ödül getirir kanısındadır. Bu evreye ilişkin örnek olarak, trafik polisinin olmadığı bir kavşakta kırmızı ışıkta geçen sürücünün davranışı veya sınavda hocasının görmeyeceğini anlayan öğrencinin kopya çekmesi verilebilir. Bu evredeki birey “Henz hikayesinde Henz’in suçlu olduğunu ve polisin onu yakalayarak hapse atacağını düşünür” (Bacanlı, 2002).

2. Dönem Saf Çıkarcı Eğilim (Yaklaşık 6-9 yaş arası dönem): Gelenek öncesi özellikler taşımakla birlikte ikinci evre birinci evreye oranla daha gelişmiş özellikler gösterir. Bu özellikler çocuğun yeni zihinsel ve rol alma yeteneklerinden kaynaklanır. Bu evrede göze göz dişe diş anlayışı hakimdir. Kurallara, ihtiyacı karşıladığı sürece uyulur. Bu dönemdeki birey için her şey karşılıklıdır. Bu dönemde “doğru” olan şey, diğer insanların ihtiyaçlarını da dikkate alan, somut ve karşılıklı adil alışveriştir. Bu evredeki kişi ne kadar verirsem o kadar almalıyım anlayışına sahiptir. “Bu evredeki birey Henz hikayesinde Henz’in suçsuz olduğunu, çünkü hırsızlığı karısı için yaptığını ve bir kocanın karısı için bunu yapması gerektiğini düşünür (Bacanlı, 2002).

3. Dönem: Kişiler Arası Uyum (Yaklaşık olarak 10-15 yaş arası dönem): Bu evrede kişiler arası uyum ya da iyi davranış; başkalarını hoşnut kılan, onlara yardım eden ve onlar tarafından beğenilen davranıştır. Kibar olarak takdir edilmek önem kazanmıştır. Bu evrede iyi vatandaş vergi öder; iyi çocuk anne ve babanın koyduğu kurallara uyar ve ona göre hareket eder. Bu evredeki birey “Henz hikayesinde Henz’in suçlu olduğunu, çünkü toplumdaki insanların onu ayıplayacağını düşünür (Bacanlı, 2002)."

Metindeki gençler 6-14 yaş aralığında. Bireysel farklılıkları ele alırsak, Domuzcuk haricinde bu üç aşamanın dışında olan bir çocuk yok sanıyorum. Buna göre ortaya çıkacak psikopatlıkları varın siz düşünün ki bunlar da aklı başında olan çocukların geçeceği aşamalar. Bunlarda psikopatlık potansiyeli barınıyorken bir de psikolojik sorunları olan çocukları düşünün. Tam bir karnaval olur.

Ralph sahilde dolanırken Domuzcuk'la karşılaşır. Domuzcuk şişko bir çocuk, astımı var. Diğer çocuklar tarafından aşağılanmak için bütün özelliklere sahip. Bunun yanında diğerlerinde olmayan bir özelliği de akıllı bir velet olması. Piaget'nin Bilişsel Gelişim Kuramı var, buna girersem mevzu bambaşka bir hal alacağı için Domuzcuk'un analitik düşünebilme yetisinin olduğunu söyleyerek geçiyorum. Yani bu komünde mantığın temeli Domuzcuk. Tabii çocuklar üstünde mantık ne kadar etkiliyse. Neyse, bu ikisi karşılaşıyorlar, konuşuyorlar falan. Ralph bir denizkabuğuna üfleyerek çıkarttığı sesle civardaki diğer çocukları topluyor ve herkese söz hakkı verilen demokratik bir ortam yaratıyor. Şef seçiliyor, çocuklar denizkabuklu oğlanı liderleri olarak görüyor. Liderlik Ralph'te var ve adaya düşmelerine neden olan uçak kazasından sonra kurtarılana kadar nasıl yaşayacaklarını Domuzcuk'un da yardımıyla Ralph belirleyebilir. Jack ortaya çıkana kadar durum bu.

Sesi işiten Jack, kilise korosu gibi bir şeyin şefi. Korodaki çocuklarla birlikte geliyor ve başlarda Ralph'in yönetimine boyun eğiyor. İçinde hükmetme arzusu var, Ralph gibi bunu sonradan edinmiş değil. Gücü hissettiği gibi baskıcı, zalim bir diktatöre dönüşebiliyor. Metin boyunca bu ikisinin mücadelesini izliyoruz. Biri eşitliğe, diğeri diktatörlüğe yöneliyor. Jack tipik bir diktatör; Domuzcuk'u aşağılaması aydınların hor görülmesi gibi bir şey mesela, bir de 6 yaşındaki çocukları önemsememesi var. Onlar şamatacı, gereksiz tipler.

Olaylar ilerledikçe çocuklar küçük bir sosyal ortamda, büyüklerin olmadığı bir dünyada gerçek kimliklerine kavuşuyorlar. Jack, yemek için bir domuzu öldürecekken bıçağı indiremiyor, sonrasında çocukların korkularından ve anlık zevklerinden yararlanarak katliama niyetleniyor. Simon kardeşimiz psikopatlıklar yapmaya başlıyor, grup dağılıyor, güç mücadelesi sonucunda Domuzcuk ve Ralph'in başına bazı işler geliyor derken adaya askeri bir birliğin inmesiyle, çocukların tekrar çocuk olmasıyla bitiriyoruz.

Bu arada nedir, Sineklerin Tanrısı'nın Simon kılığına bürünüp görünmesi diyeceğim, aynı tanrının Ralph ve Domuzcuk'u tehdit etmesi, öldürülen çocuklar, domuz öldürme oyunları, çocuk avı, olaylar. Güç yanlış ellerde çok tehlikeli bir şey, ben bunu anladım. Uygarlık da çok önemli. Mesela gençliğimizi düşünelim; aile bir yere tatile gidince ev bize kalıyordu. Bir hafta, iki hafta, ne kadarsa. Sonra -çok affedersiniz- evi bok götürüyordu. Ben kanepeyi falan yakmıştım kazara, ev çöp eve dönüşmek üzereydi. Yani evet, uygarlık süper bir şey.

Güzel gayet, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları'ndan alırsanız ucuza da gelir.

Bu da günü daha rezil kılan güzel şarkılardan biri:


4 yorum:

  1. Aşağı yukarı aynı zamanda okumuşuz kitabı :) ama siz çok detaylı ve bilimsel anlatmışsınız :) http://mahrem-i-esrar.blogspot.com.tr/2014/06/sineklerin-tanrs-william-golding.html

    YanıtlaSil
  2. Müthiş bir kitap, müthiş bir anlatım.

    YanıtlaSil
  3. Elinize sağlık. Bugünkü yazımda ben de bu kitabı anlattım.

    http://kanvekuller.blogspot.com.tr/2015/03/dusus-mahkumlarla-deney-yuzuklerin.html

    YanıtlaSil
  4. Elinize sağlık. Bugünkü yazımda ben de bu kitabı anlattım.

    http://kanvekuller.blogspot.com.tr/2015/03/dusus-mahkumlarla-deney-yuzuklerin.html

    YanıtlaSil