1 Ağustos 2013 Perşembe

Boris Vian - Karıncalar

Mezarlarınıza Tüküreceğim'ı biliyordum bir, arıza bir romandı. Buradaki hikâyeler de arıza.

Çevirmen önsözde "saçma ile akılcının bir düeti" şeklinde özetliyor hikâyeleri. Saçma dediği şu ki uzuvları cart cart kesilen bir insanın uykudan uyanması bir yana, savaşın orta yerinde başından geçenleri bilgisayar oyunu oynuyormuş gibi anlatan bir adam var. Gerçeküstüyle yaşamın saçmalığı karışmış birbirine, düğüm olmuş. Ayırt edebilene helal, patlayan bombalar yüzünden sağa sola uçuşan uzuvlarla uyuyan adamın kesilen uzuvları arasında çok bir fark göremiyorum ben. İşin içinde insan varsa her şey saçmadır. Bence.

Karıncalar: "(...) Herifler bizimkilerden tutsak aldıkları adamların üniformalarını giyip bizim gibi görünmeye başladılar, dikkatli olmak lazım. Bu da yetmezmiş gibi, elektriğimiz yok ve her yandan üstümüze havan mermileri yağıyor. Şu an için geri hatlarımızla yeniden bağlantı kurmaya çalışıyoruz. Bize birkaç uçak yollamaları gerek, sigaralarımız bitmek üzere." (s. 15)

Tabii, durmadan savaşan bir asker için sigaradan daha önemli ne olabilir? Etrafta kafası papatya gibi açan arkadaşlar, uzuvlarını ödünç veren insanlar, her şey var. Bombalar askerlere yalnız olmadıklarını gösteriyor, tanklar karanlık geceyi aydınlatmak için havaya uçuyor. Bu güzelliklerin arasında sigara yoksa sıkıntı büyük demektir.

Adamımız mayına basıyor sonda, bırakıp gidiyorlar bunu. Cebindeki not defterine yaşadıklarını yazıyor, hikâyenin oluşum aşaması. Ayağa yürüyen karıncaların varlığından haberdar olduğumuz an hikâye bitiyor.

İyi Öğrenciler: Konformist Parti üyesi iki üç elemanın şiddet olayları, Haneke filmi gibi. Etraftakileri faşist olarak görmeleri, birilerini vurmaları. Falan.

Khonostrov'a Yolculuk: Birkaç genç trende, kabinde bunları sallamayan bir adam var. Uyuz oluyorlar, önce yakıyorlar adamı biraz. Sonra kırt kırt kesiyorlar herifi. Adam uyanıyor, "Geveze değilim, değil mi?" diyor. Gülümsüyor bir yandan. Güldüm ben de, on numara.

Istakoz: Yatağa düşen bir müzisyen yavaş yavaş delirir mi diyeyim, ulan aradan da uzun zaman geçti, hatırlamıyorum. Neyse, çaldığı gruptan şutlandıktan sonra kafasını kesiyor. İntihar amacıyla değil.

Daha fazla katletmemek için yazmıyorum, bunun üç katı daha hikâye var. "Saçma" güzel bir şey, okuyalım.

1 yorum: