31 Aralık 2014 Çarşamba

L. S. Vygotsky - Düşünce ve Dil

Vygotsky'yi başta KPSS gazileri olmak üzere eğitim bilimleriyle ilgilenmiş çoğu kişi bilir. "İdeal gelişim alanı", "içsel konuşma", "yapı iskelesi" gibi kavramlarının özetinin özetini ders kitaplarında bulabilirsiniz. Ben düşünceyle dil arasındaki iletişimi merak ettiğimden, dilin düşünceyi kısıtladığı vs. yolundaki tırto fikirlerimden ötürü kitabı okudum ve Vygotsky'ye saygı duydum, zamanının ötesindeki adamlardan biriymiş. Stalin dönemiyle birlikte eserleri yasaklansa da 1960'lı yıllardan itibaren değeri bilinmiş, araştırmaları psikoloji başta olmak üzere birçok dalda ses getirmiş.

Sorun ve Yaklaşım bölümünde dil ve düşünce konusunda o zamana kadar yapılmış araştırmalar hakkında görüşler yer alıyor. Vygotsky, bu iki mevzu hakkında araştırma yapılırken ayrı ayrı ele alındıklarını, karşılıklı bağımlılığın inceleme konusu yapılmadığını belirtiyor mesela. Önceki araştırmaların başarısız yönlerinin temel iki yaklaşımdan birinin seçilmesi yüzünden ortaya çıktığını belirtiyor; karmaşık psikolojik bütünleri öğelerine ayrıştırmak. Bu bütünlerin parçalanmasıyla ortaya çıkan öğeler, etkileşimden bağımsız oldukları için araştırmayı derin bir çıkmaza sürüklüyor. Suyun atomlarına ayrıldığı zaman ortaya çıkan sonuç buna örnek olarak verilmiş. Hidrojen yanar, oksijen yanmayı sürdürür, öyleyse bu ikisinden nasıl söndürücü bir şey çıkar ortaya, bu. Gestalt işte.

Diğer yolsa birimlere ayrıştırma. Bütünün temel özelliklerini taşıyan bir çözümleme ürünü, Vygotsky'nin araştırmalarının temelini oluşturuyor.

Piaget'nin Çocuğun Dili ve Düşüncesi Hakkındaki Kuramı adlı bölüme psikolojinin Piaget'ye çok şey borçlu olduğunu söyleyerek başlıyor. Piaget, yeni olguları ortaya çıkarıp bunları sınıflandırıyor ve araştırmacılar önünde yeni ufuklar açıyor. Tabii bundan sonra koca bir "ama" gelecek; bu olguların kaynağını göstermek açısından Piaget pek başarılı değil. İçe yöneliklik, mantık ve benmerkezci düşünce, Piaget'nin bütün kuramının temeli olsa da yaş kategorilerine göre bunlardan bazılarının kaybolması söz konusu değil Vygotsky için. Benmerkezci düşüncenin çocuğun mantığını ortaya çıkartan yegane olgu olduğu fikriyse eleştiriye açık. Piaget için benmerkezci konuşma, bireysellikten toplumsallığa geçiş ürünü olsa da Vygotsky için durum tam tersi. Çocuğun konuşmasının daha çok benmerkezci mi, toplumsal mı olduğu konusunda çocuğun yalnızca yaşına bağlı olmadığını, çevre koşullarının da önemli olduğunu belirtiyor. Çocuğun gelişiminde içsel süreçlerin yanında toplumsal mekanizmanın da önemli olduğunun üzerinde duruluyor. Birimlere ayrışan bir bütünün iki parçası.

Stern'in Dilin Gelişmesine İlişkin Kuramı, bir Stern yergisi. Stern, çocukta dilin gelişimini anlıkçılığa bağlar. Beyinde bir ışık yanması gibi. Bunun da türeyişsellikle, genetikle alakalı bir durum olduğunu belirtir ama Vygotsky, bunun bir şeyin neden öyle olduğunu değil, bir şeyin öyle olmasının sebebinin öyle olması dolayısıyla ortaya çıktığını açıkladığını belirtir, kısaca bir kapalı sistem, kısır döngü. Sonuç olarak içsel süreçlere verilen aşırı önem, çevrenin gelişim üzerindeki etkisinin incelenmesini perdelemiştir, Vygotsky'nin dediği bu.

Düşünce ve Konuşmanın Türeyişsel Kökleri  bölümü çok ilginç. Özetleyeceğim; maymunlarla insanlar arasındaki fark, anlıksal işlemlerin niteliğidir. Bir maymuna işaret dilini öğretebilirsiniz, bu yolla bir insan gibi konuşabilir ama aradaki fark, işaret dilinin işlevselliğinin bir yaratıya, farklı bir düşünce şekline dönüşmemesidir. Her şey ezberlenmiş bilgide kalacaktır çünkü insanla maymunun anlığı farklıdır. Bu konuyla ilgili bir belgesel izlemiştim, bir maymunla bir insan işaret diliyle iletişime geçmişlerdi. Muhabbet ediyorlardı adeta ama insanın zihinsel işleyişi farklı olduğu için yeni durumlara yeni sözü olabiliyordu. Maymunda bu mevzu yoktu. Böyle bir şey. Maymunun anlığına en yakın durum, insanın bebekliğinde var. Anlık düşünce şekilleri çok benziyor.

Vygotsky'nin çıkarımları şöyle: Düşünce ve konuşmanın türeyişsel kökleri farklı. Bağımsız bir şekilde gelişiyorlar. Falan

Gerisi KPSS kitaplarında yer alan bilgilerin nefis açılımları. Nesneleri isimlendirmenin, ismin anlam özelliklerinin gelişimi, monologların gelişimi, benmerkezcilikle toplumsalcılığın karşılaştırılması. Süper.

Meseleye kafa yoranlar için şahane bir kitap.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder