Öncelikle yöntemsel yaklaşımını açıklayan Rifat, üretimsellikten yazınsallığa doğru çizdiği yolda anlatım-içerik ilişkisinden bahseder. Kavramların içeriği müstakil olarak belirliyken bir araya geldiklerinde çok boyutlu bir yapı oluşturarak farklı bir "anlam evreni" oluştururlar. Metni oluşturan parçaların eklemleniş özelliklerini belirlemek, her bir paragrafın, tümcenin yazınsal göstergebilim açısından işlevini/anlamını ortaya koymak metne farklı yaklaşımlar kazandırır. Bu açıdan Değişim'deki anlatım yöntemi, paragraflar, boşluklar, metni oluşturan her şey yani, birbiriyle olan ilişkileri bakımından incelenir.
Yapısal düzen, kurgu üç ayrı düzlemde inceleni: Anlatı evreninin düzeni, baskı düzeni ve bölümlenme düzeni.
Anlatı evreninin düzeninin incelenmesi "Siz"li anlatım ile başlar. Bu anlatım yöntemi anlatıcı-kahraman-okur düzenini ortaya çıkarır. Metnin bazı bölümlerinde anlatıcı ve kahraman aynı düzlemde birleşir. "Anlık bilinç parıltıları" şeklinde not almıştım ben, bu parıltılar genellikle kompartımanın gözlemlenmesinden hemen önce veya sonra ortaya çıkar.
Şehirler ve kadınlar... Yakınlık/uzaklık ilişkisi, Delmont kardeşimizin iki kadınla ilişkileriyle özdeşleşir. Roma'daki kadın iyidir, Paris'teki kötüdür ve şehirlerin duyguları kadınlarla ilgilidir. Değişimlerini izlemek ilginç.
Baskı düzeni bölümünde metnin iki beyazlık arasında yer aldığı söylenir. Metnin beyazlıkla açılıp beyazlıkla kapanması, sonun başlangıç ve başlangıcın son olduğunu belirtir. Önemli olan yoldur diyeyim; kişi başladığı noktaya döner ama ne yolculuğun başındaki kişidir artık, ne de başladığı nokta aynı kalmıştır. Altbölümler-anabölümler ve her türlü beyazlık benzer bir şekilde incelenir, sayısal verileri ortaya çıkarılır. Zamanla ilişkili şeyler. Zamanın kullanımı bütün beyazlıkları, yazılı bölümleri içerir ve onların içinde yer alır. Mekanlar da öyle.
Değişim'in ardından okunursa pek faydalı. On numara bir çözümleme.
şu anda ben de mehmet rifatın otantik snoplarına başladım. pek sevdiğim biri o da barthes de :)
YanıtlaSil