Birkaç öyküden, birkaç Belacqua'dan oluşuyor kitap. Zamanlar belirsiz, birkaç değini dışında yorum yapmak zor. Gerçi yukarıda bahsettiğim gibi zamanın pek önemi yok.
Belacqua Shuah edebiyat eğitimi almaktadır, şarap içmeyi ve kadınları sevmemektedir. İlkini biraz seviyor doğrusu, ölünün ardından yalan konuşmayalım. Bazen anti-kahramanlığı da vardır. Akşamdan akşama yabancılaşmaktadır. Topluma. Sevdiği kızlardan birinin babası için serseridir, sevdiği kadınlardan biri için kavuşulamayan aşıktır falan. Bir arkadaşının anlattığına göre tekbenciliğinin zirvesi olarak uzam değiştirmek ister sık sık. Yola koyulduğu vakit keyifsizliğinden kurtulamaz, dönüşünde kendini dışavurma kaygıları yüzünden insanlarını benliğini kıstırır, parçalar. Bu yüzden belki, pek arkadaşı yoktur. Yakınlık kurabildiği insan yoktur diyelim, etrafı insanlarla dolu çünkü. "Devingen duraklamalar" dediği mevzuda rastlantılardan kaçınmaz, onlardan korkmaz ama bilinçli hareketlere meyli de yoktur açıkçası. Düşüncelerden kurtulmak, harekete geçmek için her şeyini verebilir. Vermez aslında. Çelişkilerin adamıdır, ciddi biri değildir. Bu yüzden yalnızdır. Bir şeyler hissedebildiğinden şüphe duyulsa kimse sesini çıkarmaz. Yanağına şamarı indirseniz görmezden gelinir. Hatta ardından içki ısmarlarsanız dostunuz bile olabilir adam, unutur çünkü. Umursamaz ya da. "Başıboş dolaşarak geçirilen yıllar bir uyuma ve bir unutuştur, gururlu bir ölü nokta." (s. 41)
Platon giydirmeleri, bellek-yaşam ilişkisi Belacqua'nın ağzından zorla alabildiğimiz bir iki sözcüktür. Kendiye ilgili. Platon olayını Belacqua söylemez, tamam. K. A. veya Öğrenci söyler ki bu sonuncusunun adını hiçbir zaman öğrenemeyecekmişiz anlatıcının söylediğine göre. Öğrenebiliriz, Beckett bu adam. Bu öğrenci Beckett. İnanmayan araştırsın.
Kadınlarla ilişkilere gelirsek böyle bir adamdan beklenen şeyleri görürüz aslında; ilişki kurduğu kadınların çoğu mezara gider. Bisiklet derdine biri, bir diğeri artık başına ne geldiyse. Bir ilişkisini aldatmanın sağlıklı olması üzerine temellendirir mesela. Ölen kadınların ardından ağlamaz. Kendi ölümünde de ağlanmaz.
Hayatı "şakalar dizisi" olarak gören bir adam, kara bir dil, zor metin. Olley!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder