Dereceler. Evet. Bu romanda belli bir zaman dilimi var. Mevcut bu. İstisnalar olsa da her anı aynı hızda akan, en fazla bir gecelik atlamaların yaşandığı bir zaman dilimi. Üç sene böyle bu.
Roman, bu zaman diliminde üç farklı kişi tarafından yazılmış üç metinden oluşuyor. Biri tarih-coğrafya öğretmeni, biri bu öğretmenin yeğeni olan bir öğrenci ve sonuncusu da bu öğrencinin eniştesi, o da öğretmen. Üçü de aynı okulda bunların. Pierre Dayı'yla başlıyoruz. Dayı, neden böyle bir kitap yazmak üzere yola çıkıyor? Hayatından bıkmıştı, falan. Olabilir. Bu noktada romandaki metinlerarasılık olayının etkili olduğunu sanıyorum ve böyle ciddi bir cümle kurduğum için kendime tokadı basıyorum. Seviyeyi alçaltalım.
Neyse, Marco Polo var mesela. Odysseia ve daha birçok metin var romanda. Gargantua var. Tabii hoca tarih hocası falan, ama yazarın karaktere Marco Poloculuk oynatması, karakteri mitlerde yer alan kahramanlar gibi görmesi elbette mümkün, ki bence amaçlardan biri de buydu. Dolayısıyla bu romanın yazılma sebebi bir serüven, yola çıkmak. Dayı yola çıkıyor, yeğeninin hayatını anlatıyor. He, romanın süper bir kısmı da bu okul hayatının ne kadar manyak olduğu. Lan adamlar çocukken Latince, İngilizce falan bir sürü çeviri yapıyorlar. Bir bize bak, bir adamların 1950'lerdeki eğitimine... Dersem tabii şartlar, dönem olayları falan yeni bir dünya açılır, demiyorum ama düşünün bir.
Dayı, belli bir bölüme kadar yeğeni anlattı ve kalemi yeğene devretti. Aslında devretmedi, yeğenin ağzından yazıyor sadece ikinci bölümde. Yeğen Pierre, adaşına gider yapıyor bu noktada. "Bak," diyor, "ben çocuğum. Benim dilimden, benim yazacağım şekilde yazmazsan o işler olmaz." Harbiden, lan bir çocuk öyle cümleler kurmaz diyorsun. Üslup farkı olmuyor çünkü. Bir de bu kitap olayından haberi var çocuğun, o da ilginç.
Henry Enişte de tamamlıyor kitabı, çünkü bizim dayı tamamlayamıyor. Nedenini söylemem, spoiler. Üç farklı bakış açısı olunca olayların da farklı yorumları oluyor tabii, kitabın bazı önemli noktalarını iki farklı anlatıcıdan duymak için kitap ayracı koyun, fiş koyun, işaretleyin o kısmı.
Adı güzel, kendi güzel bir roman. Süper.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder