15 Şubat 2012 Çarşamba

Pınar Kür - Sonuncu Sonbahar

Bir Cinayet Romanı'nı biliyoruz, Emin Köklü isimli matematik profesörü göbekli adamla Akın Hanım biraz emrivaki bir şekilde evleniyorlardı dava bittikten sonra. Bu kitap üç yıl sonrasından başlıyor.

Yine cinayet zaten. Haydar Bilir var, Emin var, Akın var. Bu ikisinin evliliği bir acayip. Ayrı yataklarda yatıyorlar, ayrı evleri falan var. Acayip bir ilişki. Emin Hoca bir roman yazmak istiyor, Akın buna yardım etmiyor ve o da bir roman yazmak istediğini belirtip tatile gidiyor. Gitmeden de Emin'e çözülecek bir cinayet veriyor. İnce noktalar var romanda, bu da onlardan biri. Akın dönüyor sonra, şamata başlıyor. Cinayet araştırmalarıyla hocanın hayatı bir arada veriliyor romanda, çünkü öyle. Okuyun da anlayın neden öyle.

Çok spoiler vermeyeyim de, Stranger Than Fiction tadında. Bir de cinayeti araştırırlarken bazı bilgiler ortaya çıkıyor, Haydar Bilir isimli zehir hafiyemizin bu bilgiler arasındaki bağlantıları düşünememesi önce bir öeeh çektiriyor insana. Nasıl olur lan böyle bir şey, yazar hatası diyorsun. Sonradan ters köşeye yatıyorsun.

Bir de Yarın Yarın'da uyuz olduğum kevaşe Aysel Alsan var burada, Haluk'un adı geçiyor falan. O çevrenin olayı yani, aa dersen şaşırma. Ulan Selim'e amma üzülmüştüm. Neyse.

Güzel roman, fiks polisiye. İşte. Okunur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder