25 Ekim 2014 Cumartesi

Italo Svevo - İyi Yürekli Yaşlı Adamla Güzel Kızın Öyküsü

Savaşın civcivli zamanlarında, enflasyonun parayı pul ettiği vakitlerde, "yumruk kadar, simsiyah bir tayın" için olmadık işler yapan insanlar açısından ahlakın ikinci plana atıldığı günlerde yaşlı adam ofisinde rahattır. Altmışlarında bir adam. İşi iyi, konformizmin boyunduruğu altında, daha sessiz savaşamayan adamlara tepkili. Neyse ki birbirlerini öldürüyorlar, sessizlik pek uzakta değil.

Genç kız ile annesi bir gün ofise gelir, genç kız için iş bulunacaktır. Anne, kızın her gün yıkandığını belirtir. Adam için jeton sonradan düşer, bir zarftır bu aslında. Anlatıcıya göre bu fırsatları görmezse insan, yaşlanmış demektir.

Bir başka gün adam, tramvayda vatman olarak iş bulduğu kıza rastlar. Bir gönül macerası başlamak üzeredir. Adam, karısı öldüğünden beri ilk kez bir maceraya atılacağını ve gençleştiğini düşünür. Bir de para girer işin içine, "satın alınabilecek bir genç kız" vardır karşısında. Savaş koşullarında para konuşur, adam kız üstünde hak iddia edebilmek için parayı kullanacaktır. Adam sırf tecrübelerini ve bilgisini ortaya koyabilmek için kızla muhabbeti uzatır. "Yaşlı adamlar genellikle ve kesin bir yargıyla birçok şeye hakları olduğunu düşünür. Öğrenecek şeyleri kalmadığını varsayıp içgüdüleri ne istiyorsa öyle yaşayabileceklerine inanırlar." (s. 18) Kendi fikirlerinin, geçen yılların katılığı içinde yaşar adam; yeni hiçbir şeye tahammülü yoktur. Düşünmez, kendini hep aynı çerçevede değerlendirir. Evi, işi, hayatı, kendisine ait ne varsa kralıdır. Savaşla, dışarıyla pek ilgilenmez. Kız bir yeniliktir, bu yüzden bocalamaya daha en baştan başlar. Kıza karşı nasıl davranması gerektiğini düşündüğü zaman geçmişini hatırlar, karısıyla evlendiği kırk yıl öncesi onun için şimdiye dahildir, sonuçta kızı eve çağırır.

Kızla sevişir, parasını esirgemez, güzel zaman geçirir. Ne ki yaşlıdır, bir gün koluna ağır bir sancı saplanır ve doktorunun telkiniyle kızla görüşmemeye başlar. Bir gün kızı yanında genç bir adamla görür ve benmerkezci düşünce yapısı onu başka bir ikileme düşürür: Genç erkeklerle dolaşması kızın kendi kararı mı, yoksa yaşlılığın iticiliğiyle beraber kızın yanında pek olamamasının sonucu mu? Kıza para göndermeye devam eder, vicdanını biraz olsun rahatlatır bu. Hâlâ kızın hayatındadır, ona ilişkiler, hayat konusunda yol gösterebilir. Kendine biçtiği bu görevle birlikte -bir nevi- kendi etikasını yazmaya başlar, kız için. Babacan bir ilgi duymaya başladığı kız, yaşlı adamın tecrübelerinden faydalanıp hayatını doğruluk -ya da adamın fikirleri- içinde yaşayacaktır.

Adam kendini öylesi kaptırır ki sağlığı tekrar bozulur, doktorunun endişeleri doruğa çıkar. Hayatının tek amacı zaten kendi hayatıdır; düşüncelerle yaşayan bir insanın eserini ilerletme çabaları bir noktaya kadar gelip tıkanır. Herhangi bir çıkış yolu bulamamaktadır adam, fikirleri bir çıkmaz sokaktır. Ne zaman ki yazdıklarını rulo haline getirip toparlayınca üzerine "Hiçbir şey" yazar, o zaman ölür. Gerçekten de hiçbir şeydir, ölümüyle birlikte anlaşılır.

Vicdan, toplum, aşk, gençlik ve yaşlılık üzerine derin, sorgulayan bir metin. Benim Hüzünlü Orospularım ile eş zamanlı okunması ilginç olur. Evet.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder