18 Nisan 2012 Çarşamba

Erhan Bener - Anafor

Erhan Bener'in şimdiye dek okuduklarım arasında en tırto kitabıydı bu zannediyorum.

Bir şirket var, bu şirketin sahibi Büyükhanım. Omuzlarındaki meleklerle konuşan bir fantastik bayan. Hafiften cortladığını tanıdıklar da biliyor, lakin kadın çok güçlü. Servet sahibi. Namazında niyazında. Gençliğinde bir iki ceviz kırmış, kendisine Fransızca öğreten bir adamla işi pişirmiş. Tanıdık bir imam yardımıyla adamın ruhunu falan çağırmayı düşünüyor.

Şirketi yöneten adam, Büyükhanım'ın görümcesinin oğlu Cahit. Zampara bir adam. Annesi bir ip
cambazıyla Lübnan'a kaçıyor galiba, orada Cahit doğuyor. Sonra annesi ölünce Cahit Büyükhanım'ın kanatları altına alınıyor, İsviçre'ye falan yollanıyor okuması için. Bir liberal insan Cahit, tam sistem adamı. Paraya ve güce tapıyor.

Sevin, Büyükhanım'ın kardeşinin torunu. Şeker gibi bir kız, kötülüğün yakınından uzağından geçmez. Büyükhanım, Cahit'le bunu evlendirmeyi düşünüyor. Bunun bir abisi var, Emin. Gomonik. ODTÜ'de okuyor, tutuklanıyor falan. Romanın siyasi bir boyutu Emin'in ve Emin'in kankası İlhan'ın üstünden dönüyor.

İlhan, Mardin'de bir tünel inşasında çalışan mühendis. O da şeker gibi bir adam. Kankası Hiram var, Kürt. PKK da bu noktada olaya dahil oluyor.

İlhan'ın baba bir kardeşi Nükhet. Babaları şirketin hissedarı, Nükhet bağlantısı da oradan. Nükhet, Cahit'i seviyor. Sekreter İclal de Cahit'i seviyor gibi. Galip isimli nakliye işlerine bakan adam da İclal'in iplerini elinde tutuyor, katakulliler çeviriyor. Şöyle: Şirketin Avrupa'dan getirttiği malzemeler arasında listede olmayan şeyler de var. Bu malzemeler Irak'a gidiyor, Saddam'ın Cehennem Topu adlı silahı için malzemeler. Ona karşılık Hiram adlı diş hekimi arkadaş da PKK'nın zorlamasıyla bir şeyler yetiştiriyor. Çok karışık lan olaylar. Bu kadarını anlatayım, deli detayları okuyucu keşfetsin.

Bir iki ayrıntı vereyim.

"Bu kız adam olmaz, en iyisi köyüne yollamak!" diye bir laf geçiyor arada. Direkt Elif'in Öyküsü'nü hatırlıyoruz.

Sevin, Cahit'le zaman geçirmek için İstanbul'a gidecek, Ankara'da. Şehirde bir bomba patlıyor, silah sesleri geliyor her yandan.

"Sokaklarda kan gövdeyi götürüyordu ve Sevin, orada balkonun yarı karanlığında, belirsiz, ama en azından maddi sorunlar açısından ona şimdikinden daha rahat koşullar sağlayacak bir yakın evliliğin muhasebesini yapmakla meşguldü. İki sokak ötede, belki de kendisinden genç birtakım insanlar, bir anlaşılmaz savaşta canlarını verirken, bu savaşta doğrudan taraf olmayan başka birtakım insanları da göz kırpmadan öldürebiliyorlardı..."

111'de Hiram'ın Kürt devleti hakkındaki görüşleri önemli. Kürt-Türk kavgasını bitirecek tek şeyin özerklik olduğu görüşü var.

Cahit'in bir sözü: "Öyledir, öyledir dostum! Özal haklı. Büyük düşüneceksin. Büyük işleri hedefleyeceksin. İnsan her zaman, belki de erişemediğinden fazlasını istemelidir ki hiç değilse azı eline geçsin!"

Romanda karakterleri normalde sarsması gereken bazı olaylar var fakat hafif bir dalgadan fazlasını göremiyoruz. Kazalar üstüne kurulmuş bir roman, ölümler üstüne kurulmuş. Güncel meseleler üstüne yazılmış "hızlı" bir roman etkisi bırakıyor insanda. Kadro kalabalık, daha saymadığım çok adam var ama bu adamların üstünde pek durulmamış, zira romanın olayı dönemin sıkıntılarını güzel bir çorba yapmak. Karakterlere inemeyişimiz, bu olayların biraz havada kalmasına sebep oluyor. 300 sayfalık roman rahatlıkla 600 sayfa olabilirmiş, böylece sıkıştırılmışlık duygusu da vermezmiş. Falan.

Eh, okunmasa da olur bir roman. Önceliği başkalarına veriniz en azından. Bundan sonra Mario'm Levi'mden Bir Şehre Gidememek var. Bu gece bitecekse de onu da yazamam. Uykum geldi.
İyi geceler.

3 yorum:

  1. Erhan Bener'i yıllar önce okurdum. Son zamanlarda pek okumadım, şimdi nasıl bulurum bilmiyorum ama okuduğum zamanlarda (üniversite yıllarında) hoşuma giderdi.
    Teşekkürler bu güzel kitap yorumu için.

    YanıtlaSil
  2. Yorumunuz için teşekkür ederim. Kendisinin romanlarında ve öykülerinde devlet-birey ilişkisi konulu bir tez yazmayı düşünüyorum, o yüzden nesi var, nesi yok, didikleye didikleye okuyacağım. :j

    YanıtlaSil
  3. Anafor kitabını okumuştum. 22 yıl önce. güzel olduğunu hatırlıyorum.ama konuyu unuttum .tekrar okuyabilirim

    YanıtlaSil