Yoldaş Korotkov kibrit üretimiyle alakalı bir devlet dairesinde çalışıyordu ve çalışırken hiçbir sorun yoktu; emekli olana kadar aynı işi sürdürecekti ve memuriyetin miskinlik veren rahatlığını yaşayacaktı. Maaş olarak onlarca kibrit verildiğinde bile diğer çalışanlar gibi ağlayıp sızlamadı, onca kutuyu mutlulukla evine götürdü ve bir bölümünü komşusuna satmaya karar verdi. Bir dolu şarap şişesiyle karşılaştı, komşuya da şarapla ödeme yapılmıştı. Kibritlerinin bazıları kalitesizdi üstelik; yanıp sönen kibritlerden fırlayan bir parça gözüne girdi. Göz hemen bir bandajla sarıldı, kör olma korkusu yüzünden iyi uyunamadı. Korotkov her şeyi görmek istiyordu, görecekti de. Şirinler'i bile. İşi vardı. Memurdu, birkaç yüz kibrit kutusuyla birlikte.
Ertesi gün ofise gitti ve işten atıldığını gördü, sebep olarak gözüne sardığı acayip bandana ve vazifelerine karşı ilgisiz hal ve tavrı gösterildi. Üstüyle konuşmaya gitti ama adam da değişmişti, bir başkasıydı karşısındaki ve acelesi vardı. Yumurta kafalı bir adam. Kısa boylu, geniş. Laf dinlemeden bütün bu resmi işlerin döndüğü bir devlet dairesine koşturdu, Korotkov da peşinden. Troleybüste sonradan fark edeceği üzere cüzdanını çaldırdı, kimliğini de yitirmiş oldu böylece. Kırklara karıştı. Varlığı onun iradesinin ötesine taşındı. Kayışı kopardı. Yumurta kafayı unutmayalım.
Evet, Goodreads'te "Kafka in Wonderland" denmiş ama oraya biraz daha var. Korotkov işini geri almaya çalışırken kılık değiştiren kişilerle, yaratığa dönüşen memurlarla karşılaşır. Belgeler fare yavrularıdır, ne tarafa koşsa hep aynı kapının önüne çıkar bir ara. Varlığının, delirtici bir otoritenin birbirinden farksız kıldığı bireylerden ayrı olduğunun tek ispatının peşinde binaları, sokakları dolaşır. Aradığı kişiler hep bir başka şeye dönüşür. Tam bir tımarhane. Artık her şey başka bir şeye benzer, tek tip bir topluluktan kaosa. Anlaşılacak bir düzen de değildir bu kaos, içinden çıkılamaz bir boyuttadır. Neler döndüğünü anlamak isteyen için hapishanedir, birey mantığın peşinde koşup durdukça saçmayla daha sık karşılaşır. Kaos için bir kedi-fare oyunu. Korotkov'un peşine bir ordu takılır, onu öldürmek isterler. Adam kaçarken bir binanın çatısına çıkar. "Dışarıda, Korotkov'un başının üstünde hastalanmış görünen güneş, gri bir gökyüzü, ince bir rüzgâr ve donmuş zift vardı. Aşağıdan şehrin bildik, telaşlı ve boğuk uğultusu geliyordu." (s. 79) Adam atladı! Aşağı atladı ve yatağında komşusunun şarapları sayesinde çatlayan bir kafayla uyanmadı. Adam memuriyet keyfinin sürdüğü bir günün öğlesinde, odasında uyanmadı. Sovyet rejimine kim uyanmak ister? Yoldaşlar, işinizi iyi yapınız ve devletinizi seviniz. Mada Raşa!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder