Bazı kitaplara geç kalıyoruz ya. Birkaç yıl önce on numara diyeceğimiz kitaplar kaçıyor, üzülüyorum.
Bastian Balthasar Bux, annesinin ölümünden sonra babasıyla bağları kopan, itilip kakılan, şişman ve sık sık hayal kuran bir çocuk. Derslerinde başarısız, okulu sevmiyor. Tipik bir hayalci çocuk işte. Bir gün Eski Kitaplar adlı bir dükkana giriyor, dükkanın sahibi Karl Konrad Koreander. Adam çocuğu kalaylıyor bir güzel. Çocuk raflardan birinde gördüğü bir kitabı çalıp uzuyor, okumaya başlıyor. Fantazya adlı bir mekan var, buranın yöneticisi Çocuk İmparatoriçe. Biz buna Ayşe diyelim. Ayşe hastalanıyor, Fantazya'da büyük kara delikler oluşuyor. Bakan körmüş gibi hissediyor falan. Atréju adlı genç bir savaşçımız, Ayşe'nin hastalığını geçirmek için yollara düşüyor. Uzun uzun yazamayacağım, bir sürü hayali mekan ve yaratık var. Atréju, bu mekanları bulabilmek için tehlikelere atılıyor. Dostlar ediniyor, kendiyle yüzleşiyor, bu tarz işler. Bunları Bastian'la birlikte okuyoruz, aralarda Fantazya'da olan olaylara Bastian'ın verdiği tepkileri görüyoruz mesela. Zaten bir süre sonra Bastian'la Fantazya kesişiyor. Bundan sonrası hikâyenin ikinci bölümü.
Bastian, Fantazya'ya adım atıyor, isim koyma yoluyla Çocuk İmparatoriçe'yi kurtarıyor. Böyle isim koyma gibi insanlık tarihinde, mitolojilerde vs. yer alan önemli mevzular mevcut kitapta. Bir yanda masal süper, diğer yanda çocuklara inceden bilgi verme gibi. Bu isim verme olayında Dede Korkut'u, kulağa isim fısıldamayı falan hatırlayalım.
Bastian gücü eline geçirince yozlaşıyor, kötü şeyler yapıyor ama doğru yolu buluyor sonunda. Bunu okurken Joseph Campbell'ın Kahramanın Sonsuz Yolculuğu adlı nefis kitabındaki kahramanlık aşamaları, karakterlerin geçirdikleri değişimi anlayabilmek için faydalı olur. Kendini bilme, fedakarlık, kötülüğe meyil. Falan.
Derya deniz, ayrıntıya girsem sayfalar olur. Kabaca böyle, mis gibi bir hikâye.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder