22 Mart 2016 Salı

Eugène Guillevic - Öklidgiller

Düzken eğriyi, parçalıyken tamı, asla olunamayanı arayan. Biçimin dışında kalan için acı. Doğaya boyun eğse de ateşi çalmayı deneyen tüm yaratılara.

Guillevic, 30 yaşında tanınmaya başlıyor. Gerçeküstücü, somutçu. Köşeli dünyanın zarif bir anlatıcısı. Cemal Süreya'nın çevirdiği, Grup Yorum'un söylediği. Bu kitapçığı Erdal Alova çevirmiş, şairi şairden başkası çeviremez kuralı. İyi Şeyler Yayıncılık, uzun bir süredir yok. Genel yayın yönetmeni Cevat Çapan. Kitaplarını internette astronomik fiyatlara bulabiliyorsunuz ancak. Ben bunu yine bir sahaf kazısında bulup aldım, başka türlü denk gelmek zor. Ne diyordum, Eluard ve Aragon'un silah arkadaşı. Nesnelere göre insan nedir, tersi ve daha pek çok konuda inceliği şiir kadardır.


İki bölümlü kitapçığımızın ilk bölümünde Öklid'in yarattıkları/buldukları arasında şöyle bir taş atımlığı kadarlık şiirle karşı karşıyayız. Örnekte görüldüğü üzere bir daire ve bir doğru var ve aslında birbirine dokunmuş gibi dursalar da atomik fasılada hiçbir şey birbirine dokunamaz. Evrenin özünde her ne kadar çekmece de olsa itmece şampiyondur ve bu ikisi hiçbir zaman bir araya gelemezler. İkisinin doğasını bilmek için şiirlerini ayrı ayrı okuyup bir üçüncüye evrilmelerini takip etmek gerekecek, her geometrik şekil bir diğerini, her şiir bir başka şiiri doğuracak. Kare için dört doğru, eşkenar üçgen dengeli olmaktan sıkıntılı. Paraleller, ah. Bugünkü altıncı ahım paralellere geldi. Aynı doğrultuda iki aynı, kavuşmamacasına.

"Gidiyorlar, uzay geniş,
karşı-be-karşı,
konuşmak istiyorlar.

Ama birinin diyeceğini
öbürü biliyor zaten.

Bulanık, unutulmuş
başlangıçlarından beri
hep aynı hikâye.

Rüyalarında karşılaşıyorlar kendileriyle,
ve kendilerini seviyorlar.

Biri ne öbüründen
uzağa gidiyor, ne kendinden."

İkinci bölüm nehirler, güneşler ve evler üzerine. Bir güneşin kendini karanlık görmesi yine kendi ışığındansa, evler bir gün konuşmak için ırmaklarla birlikte birkaç yüzyıl bekleyecekse çıkmazlarını bir insan görür, bunun için bize minnettarlar. Guillevic'e daha çok.


Aynı yere dönmek dairenin işi. Yarım daire diğer yarısını arıyor. Ben arıyorum. Yarım daire şarkısı.

"does anybody feel this way
does anybody feel like I do
...
I can not find the other half"

Eski şarkılara sardım bir de. Bu.

3 yorum:

  1. Ah paraleller hakikaten.

    YanıtlaSil
  2. "Bu ırmaklar benimçin bir daha akar mı?
    Bir gün olsun taşsa her şeyi unutarak."

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. “Ve unutulursan bu dünyadan olanlarca,
      şöyle de sessiz toprağa: Akıp gidiyorum.
      Seslen hızlı akan suya: Gelen, benim…”

      Sil