20 Mart 2015 Cuma

Mihail Bulgakov - Bir Ölünün Anıları

Black Snow olarak da basılmış, bizdeki baskısı başlıktaki isimle. Pinhan basmış.

Bulgakov, devrim sonrasında ülke politikasına uygun eserler vermeyince aforoz edilen, kitapları yasaklanan bir yazar. Stalin'e yazdığı mektubun ardından tiyatronun kapıları kendisine biraz olsun aralansa da başarısını görecek kadar uzun yaşayamıyor. Kara mizahla yerdiği Sovyet rejiminin yıllar süren sansürü sona erince kendiliğinden bir hareket çekme durumu oluşmuş olmalı.

Otobiyografik özellikler taşıyan bu romanda Sergey Leontiyeviç Maksudov'un günlüklerini okuyacağız. Maksudov intihar etmeden önce defteri anlatıcıya gönderiyor, anlatıcı bölüm başlıklarını belirlemek dışında metne dokunmadığını söylüyor. Ulan sen yazdın ya zaten metni Bulgakov. Oynama okurla.

Maksudov, Nakliyat gazetesinde redaktör olarak çalışırken tek göz evinde, onca dağınıklığın içinde bir roman yazıyor ve edebiyattan anlayan arkadaşlarına romanı okutuyor. Yazarların da olduğu bir partiye davet ediliyor, orada romanı inceleniyor. Kitabının kuruldan asla geçemeyeceği, dilinin zayıf olduğu, aşırı iğneleyici şeyler yazdığı falan söyleniyor, beğenmiyorlar romanı ama aslında pek beğeniyorlar. Kıskançlık. Adam yıkılıyor, arkadaşının silahını çalıp intihar etmek üzere eve geliyor. "'Her şey kesinlikle aynı ve her şey kesinlikle doğru,' dedim sert bir biçimde." (s. 23) Bazen aynılığın beyninizi oymaya başladığını hissetmez misiniz? Metaforlara son, Maksudov beynini gerçekten oyacaktı. Silahın soğukluğunu da hissetmişti, hatta alt kattaki gramofondan Faust'un çığlıklarını bile duyuyordu. Yaratmıştı ve geriye yıkım kalıyordu. Dramatik bir son olurdu, kapı çalmasaydı.

Yetkili bir abi gelir, Maksudov için kötü ruhtur o. Belki de her şeyin sona ermesi daha iyi olacaktı ama öyle olmadı. Abi romanın nefis olduğunu, basılacağını söyler. Karşılığında çok az bir miktar ödeme yapılacaktır, Maksudov bütün koşulları kabul eder ve parayı alır. Ruhunu satmıştır, geriye dönemeyeceği bir yola girer.

Devamı tam bir kara mizah. Sanata bürokrasi karışınca olan şeyler. Maksudov parasını zamanında alamaz, işine geri döner, sonra bir oyun yazması istenir ve işini gücünü bırakıp oyunu yazar. Tiyatrodaki yöneticilerle, oyuncularla tanışır. Cins insanlar. Çoğu yaşlıdır, kendilerine uygun bir rol yazmadığı için Maksudov'a kıl olurlar, her türlü zorluğu çıkarırlar. Oyunu teslim ederken imzaladığı sözleşmeye göre Maksudov, oyun üstündeki çoğu hakkından vazgeçer. Oyunun sahnelenmeyeceğini öğrenince sözleşme yüzüne dayanır, başka bir yerde oynatması mümkün değildir. Tiyatroya küser, işine geri döner ve uzunca bir süre hiçbir şeyle uğraşmaz. Bir gün oyunun sahneleneceği haberi gelir falan. Zort diye de biter kitap.

Kıl bir tiyatro müdürü var, Stanislavski olduğu söyleniyor. Katı bir adam, biraz da aksi. Diğer karakterlerin bazıları da dönemin gerçek kişileri. Bulgakov iyi bir dökmüş zehrini bunlara. Bir şeyler karalayan, karalamak isteyen herkes okumalı aslında bunu. Umudunuz kırılınca, yenilince devam edin. Mephisto'ya rağmen.

İki şarkı.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder