Nesini anlatayım, onu da bilemiyorum. Peyami Safa-Ahmet Haşim kavgası, Peyami Safa- Necip Fazıl dostluğu. Ve düşmanlığı. Oğlum bir şey söyleyeceğim; o zamanın yazarları çok çirkefmiş lan. Hadi artistik bir kelime kullanayım: Ad hominem lan. Tartışmaların çoğunda öne sürülen fikirden ziyade karşı tarafı aşağılama, fiştikleme... Tiksindim anasını satayım. Peyami Safa da bu tartışmaların en önde gelenlerinden. Hatta tartışma çıksa da kalemimi parlatsam diyormuş. Ulan sanatçısınız siz hayvanlar... Tövbe ya. Ne diyordum. Necip Fazıl'la Peyami Safa iki defa dost oluyorlar, iki defa düşman oluyorlar. Şöyle de ilginç bir nokta var; tartışan taraflardan biri ölünce diğeri hemen öleni övüyor. Şöyle büyük şairdi, böyle şeydi. E adamı itin göğsüne sokan sendin? Çok acayip ortamlar ya.
Görüldüğü üzere "Hayatı, Sanatı, Felsefesi, Dramı" ve ben de böyle incelesem daha iyi, çünkü ortadan bir yerlerden girmek istemiyorum mevzuya.
Hayatı:Çektiği sıkıntılar, çocukluğu, evliliği, ilişkileri... Acayip bir hayat. Safa'nın yakın dostlarıyla konuşan Ayvazoğlu, ilk ağızdan bu bilgileri almış ve güvenilir olmayanları da ayrıca belirtmiş. Bu sebeple şukunu en kralını hak ediyor zannediyorum.
Sanatı: Aslında hayatıyla paralel. Kitaplarını ele alacağım, makaleleri ve fıkraları başka bir kısımda yer almalı. Kitaplarında önceki yazıda da söyledim; hayatıyla paralellikler var. Ne yaşadıysa illa bir şekilde romanlarda yer alıyor. Bir de polisiye romanları hakkında iyi konuşmuyor Safa, "Onlar benim karalamalarım," diyor. Buraya kadar tamam, ama bence Safa'nın hangi yazarlardan etkilendiği, ilk karalamaları, ilk başarıları üstünde daha fazla durulsaymış iyiymiş. Sanatı diye ayrı bir bölüm yok kitapta, metnin içinde Safa'nın yaşamına göre yer alıyor kitaplar. Bu şekilde işlenmesi güzel olmuş, sürerlik bozulmamış.
Felsefesi: Vallahi yazmaya üşendim. Bergson var. Var da var yani. Son dönem kitaplarındaki felsefi kısımlardan fikir sahibi olunabilir. Kendisi koyu bir marksizm ve komünizm düşmanı, bunu ekleyeyim.
Dramı: Eşinin durumu, oğlunun ölümü, parasızlık derken kendisi yaşadığı dönemde çıkan hemen her büyük gazetede yazmış, geçimini o yolla sağlamış. Yazdığı kadar da okumuş bir adam. Tıp bile biliyormuş, iyi biliyormuş hem de. Doktor olan bir kankası öyle söylüyor. Yani yazarak elde edilen bir hayat var. 17-18 yaşından beri yazdığını düşünürsek korkunç bir tablo: Binlerce fıkra, makale, onlarca polisiye kitap. Çok zor lan, düşünsene bir.
On numara kitap yani. Of.
merak ettim şimdi bu kitabı
YanıtlaSilKitap süper. Doğu-Batı Arasında Peyami Safa var yine, Beşir Ayvazoğlu derlemiş. Safa'nın işte medeniyetler sentezi fikirleri, bilmem ne. Diğerleri neyse de Yalnızız'ı Safa'yı bilmeden okumamak gerektiğini düşünüyorum. Mistisizm de dahil olmak üzere ne ararsan var, Samim yerine Peyami olsaymış kahramanın adı, sırıtmazmış.
YanıtlaSil"yalnızız" okunmayacak kitaplardan derdi bi arkadaşım o derece etkili.neyse ki u cümleyi duyduğumda çooktan okumuştum. Peyaminin okumadığım kitabı yok gibi "osmanlıca türkçe uydurmaca" yı tamamlamadım.
YanıtlaSilBloğunuzu uzun zamandır takip etmekteyiz ve arkadaşlarımızla paylaşım içindeyiz.Böyle bir blog oluşturdugunuz için teşekkür ederiz. Kiralık jet firması olarak başarılarınızın devamını bekleriz.
YanıtlaSil