Rosa evini bıraktı, aforoz edildi, orospu olmaya çalıştı, iş kurdu, dergilerden öğrendi hayatı ve gitti. İsyancı değildi; hiçbir zaman yakındığı, sızlandığı görülmemiştir, duyulmamıştır. Onda çoğu insanda bulunmayan bir özgürlük, belki de tutsaklık vardı: gidebilmek. Bıraktıklarının acı verici olması için onlara bağlı olmalıydı, bağlı değildi. Bir bağı yoktu Tante Rosa'nın.
"Tante Rosa bir kapı dışarı atılmadır."
Tante Rosa, insandan öteydi. Farkında olmadıklarının kendisi için bir önemi yoktu. Çocuklar, koca, iş, yaşlılık. Bunların hiçbiri yoktu onun için.
Yine de, "Tante Rosa olmak, yaşlanmaya, uyuz moruk bir kedi olmaya engel değil." Yaşlanırken hayatına giren erkeklerin bir oyuncak kadar, bir eşya kadar değeri vardır. Bütünleşik bir değer sistemindedir hepsi; hiçtirler. Sonuç hiçliğe çıkar, kendi hariç. Perecvâri eşya sayımlarının gizlediği bir değersizlik duygusu, veya bütün değerlerin aynı ölçüde, aynı biçimde yokluğa karışması. Fakat o bunları hiç düşünmüş müdür? Sanmıyorum. O sadece yaşıyordu.
Tante Rosa'nın ölümü. Bürokrasinin pençesiyle bunalmamış mıyızdır? Demir bir el kalbimi sıktı, sıktı ve sonun gelmesiyle derin bir nefes almayı başardık. Yine de aklımıza düştükçe bir tıkanma duygusu gelir ve gitmez. O da sadece yaşıyordur, gitmeyi bilmez.
11 hikâyeden oluşuyor Tante Rosa. 11 kesit. Hepsinde bir bağ, tümde birleşen aynı Tante Rosa var.
Böyle. Romanla ilgili birçok bilgi var, kitabın sonunda üç inceleme var mesela. Bunları hiç almıyorum, kitabı alanlar okusunlar. Bilge Kitabevi Sahaf'tan 6 TL'ye almışım. 1,5 ay oldu sanıyorum. On numara kitap. Şöyle bitiriyorum:
"Ben unutmam ama, Tante Rosa'nın öldüğünü bir ben unutmam. Onu o dehlizlerden ben soktum çünkü. O Rosa ki her dehlize sokulabilir. O Rosa ki istenirse yaşar ve ölür. O Rosa ki şu şartlarda da bu şartlarda da yaşar. O Rosa ki acıklı da gülünç de olabilir. O Rosa ki ne bir nokta ne bir virgüldür. O Rosa ki başkası tarafından verilmiş bir ad, başkası tarafından çektirilmiş acılardır. O Rosa ki beceriksizliklerde ısrardır. O Rosa ki kimseye bir şey öğretemeyip, kimseden bir şey öğrenemeyendir. O Rosa ki düşünde kendi cenazesine gelenleri görüp kendi ölümüne ağlar. Onlar ki hep kendi ölümlerine ağlarlar, kendi yalnızlıklarına, kendi kadersizliklerine ağlarlar. İşte bütün bunları, o Rosa ile birlikte öldürdüm. Noktayı koyup düğümü çözmek için."
Hanimiş: Eklemeden edemeyeceğim; Tezer Özlü, Nezihe Meriç, Erendiz Atasü, Peride Celal... Hepsi keyifle okuduklarım, lakin Sevgi Soysal, ne bileyim, ayrı bir güzel geliyor. Helal.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder