31 Mart 2012 Cumartesi

Ambrose Bierce - Keşiş ve Celladın Kızı

Kendisi gazetecilik ve eleştirmenlikten arta kalan zamanlarında deli gibi savaşa koşturduğu için kaybolmuş haliyle. Demek ki savaş kötü bir şey. Hemingway'e bunu söylesen, "O zaman nasıl roman yazardım kanka?" diyebilir. Haksız değil.

Ambrose Bierce'ın eline geçen bir metin var, 17. yüzyıl el yazması. O yazmada bir hikâye var. Bierce da bunu kendince yeniden yazmış. Olay bu.

Keşiş var bir tane, ailesi falan yok. Tanrının çok sevgili bir kulu olmak için manastır gibi bir şeye kapanmak üzere yola çıkıyor. Yolda bir kız görüyor, celladın kızıymış o meğersem. Ondan sonra işte Hristiyanlık eleştirisi ama bu eleştiriyi tüm dinlere yayabiliriz. Kadıyı kime şikayet edeceksin mantığı. Dini vecibelere uyamadığı için dışlanan bir kız, bizim saftirik de onu korumaya çalışırken ceza yiyor, sonra sürgüne gönderiliyor bir dağa. Ot toplasın diye. Orada kızla yeniden karşılaşıyor derken sonu çok acayip. Tanrı emir veriyor buna, gökler açılıyor falan. Tam fantastiğe bağlıyor. Süper.

İncecik kitap zaten, hemen okunur. Okunsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder