26 Ekim 2016 Çarşamba

John Lenihan - Bilim İş Başında

Elimde çaydanlık, kahve yanılsaması sağlayan ikisi üç aradaya sıcak su koyuyorum. Merak edip araştırıyorum, neden çözünme sıcak suda daha hızlıdır, kahve nasıl üretilir, termodinamiğin yasaları nelerdir ve olayları nedir? Yaşadığımız dünyayı daha iyi anlamanın yolu merak etmekten geçiyor ve sıklıkla merak ediyorum. Nesnelerle, geleneklerle alakalı Kudret Emiroğlu'nun nefis kitaplarına başvuruyorum, işin bilimsel boyutunu TÜBİTAK karşılıyor. Gerçi orucun telepati üzerindeki etkisi gibi araştırmaları nasıl hala basmadılar, merak etmiyor değilim ama şimdiye kadar pek bozmadılar sanki.

Çeviri Barış Bıçakçı'ya ait. Eserin çeviri kokmamasını ve sıcak dilini buna bağlıyorum.

Lenihan, The Glasgow Herald ve Books and Bookmen için yazdığı makaleleri derlemiş. Çeşitli başlıklar altında gündelik hayatla bilim ilişkisi irdelenmiş, meraklı ruhlar için güzel bir kitap ortaya çıkmış. Başlık başlık gidiyorum.

Neden Böyle?

* Kayakla alakalı bir mevzuyla oturumu açıyoruz. Kayaklarla buz arasındaki ilişki inceleniyor, doğru bilinen yanlışlar ortaya konuyor ve ders kitaplarındaki bilgilerin her an değişebileceğinden bahsediliyor. Kısaca şu; karın soğukluğu kaymayı etkiliyor. Basıncın, karın ve kayağın yapıldığı maddenin etkileşimi çok mühim. -60 santigrat derecedeki sürtünme, kuru kum üzerindeki sürtünmeyle birmiş falan. Vay be.

* Ultrasonun kullanım alanları var, kavitasyondan tıbba pek çok alanda kullanılıyor. Yüzey temizliği, yüzeydeki çatlaklar vs. ultrason yardımıyla bulunabiliyor.

* Deniz suyunun damıtılmasıyla içme suyu elde edilmesi de ilginç bir mevzu. Doğa, insanlığın üretemeyeceği bir makine ve bir bölümünün kopyalanması bile deli paraların harcanması anlamına geliyor. Arıtma işleminin küçük bir tarihçesi bu.

* Döşeme konusu. Yere uyguladığımız ağırlık kadar yer bizi itiyor ve bu gerilmeye dayandığı ölçüde ayağımız zemine basıyor. Denize girdiğimizde ayakta duramamamızın sebebi, atomik ölçülerdeki çatlakların ve boşlukların etkiye direncini kırması. Aynı prensibi kesme-biçme işlemlerinde görürüz; metal plakaları kesmede iyi yapılmış bir katana kadar etkili silah yok. Bunun sebebi, atomik ölçülerdeki çatlakların Japon demirciler tarafından olabildiğince yok edilmesi. Çift su veriyorlar demire falan, kendi prensipleri var. Ondan sonra vıjt diye kesiyor herifler. Birim alana maksimum basınçla yüklenmek, olay bu.

* Termometrenin, sıcaklıkla soğukluğun tarihsel gelişimi olayı. Termometrenin kısa bir tarihi var, bir de mutlak sıfıra hiçbir zaman ulaşılamayacağı. Dünya'nın fiziki şartları altında pratikte mümkün değil ancak teknoloji ilerliyor, teoriler gelişiyor, bir çaresi bulunur sanıyorum. Tabii kim mutlak sıfırda donup kalmak ister, bilemiyorum. Beni yazmayın, doğal şartlarla ölmek istiyorum.

* Bisiklet olayı. Abdülcanbaz'ın bisikletini bilirsiniz. Neden ön tekerin battal boyutlarda olduğunu merak ederdim, sebebini sezmiştim ve doğruymuş. İlk bisikletler vitessiz, pedalların tam bir turu, ön tekerleğin çevresi kadar ilerletiyor. Eh, ön tekerleği eşek kadar yaparsan bir tam turda daha uzağa gidersin, mantık bu.

"Bisiklet, en verimli ulaşım aracıdır. En az enerji tüketimi ile hareket eden bir mekanizma olarak, insan ve bisikletin birleşimi, her türlü canlıdan ve makineden daha iyi işler." (s. 41)

Bisiklete binmek, yürümeye göre daha az enerji harcatan bir şey. Enerji kıtlığı olanlar için birebir. Buradan devlete sesleniyorum: Bisiklet yollarını artırın!

Bisiklette dengenin oluşması için hala deney yapılıyor olması da başka bir ilginç ayrıntı.

* Gayda. Matematiksel olarak müziğe mükemmel uyum sağlamasının yanında İmparator Neron tarafından çalındığını da öğreniyoruz.

* Sağ-sol el davası. Sol el bir şey taşımada, sağ el karmaşık işlerde kullanılıyormuş genelde. Neden? Organların çoğu sağ tarafta yer alıyormuş, dolayısıyla sola yüklenmek daha mantıklı. Vay.

Tarih

* Esir kuramı ve Einstein'ın bu kuramı hacamat etmesi.

* Uçma olayı. Uçma çabaları doğanın taklit edilmesi yönünde, dolayısıyla kanat ve hız gibi ilk başta insanı uçuramayan tonla şeye kafa yorulmuş ama Leonardo da Vinci'nin helikopter eskizleri doğru cevaptı, anlaşılması zaman aldı. Uçmak için en iyi yol, havayı sürekli aşağı itecek bir sistem tasarlamaktan geçiyor.

Bilim ve Toplum

* Trafik kuralları. Asur Kralı Sinahheriba, trafiği denetim altında tutabilen son insan olarak geçiyor. Kral yolu üzerine at vs. bırakanların kellelerini uçururmuş. Buna ilk trafik kuralı diyebilir miyiz?

Bir nevi kelebek etkisinin varlığından bahsediyor yazar, görünürde sizi yavaşlatan bir kural, geniş çerçevede varacağınız yere daha kısa bir sürede varmanızı sağlayabiliyor. Deneylerle kanıtlanmış bir olay. Ayrıntılar için kitabı edinin.

* Şiir-bilim ilişkisi. "Günümüzde de şairler ve bilim adamları, konuyla ilgili özel bilgi ve deneyimi olmayan insanlarla iletişim kurmanın zor olduğu soyut bir dünyada çalışıyor." (s. 101) İkisinde de deneyimlerin düzene koyulması ve hayal gücünün önemi var, oysa bilimi içeren şiirlere pek rastlanmıyor, yazarın iddiası bu. Fütürizmi falan kenara koyuyorum, şu örnek çok hoşuma gitti:

"Artık
Gizli mesajlar alıyoruz
Hayal bile edemediğimiz
Uzayın derinliklerinden
Çoktan sönmüş bir yıldız anlatıyor:
Bir zamanlar ne aşk vardı ne de tanrı
Ve yapayalnızdı insanlar." (s. 106)

Patric Dickinson, Jodrell Bank teleskopu için yazmış.

* Disko sağırlığı. Hayır, çok çok yüksek bir şiddette sese maruz kalmadığınız sürece arka arkaya gittiğiniz konserler işitme duyunuzu olumsuz etkilemiyor. Kanıtlanmış.

Devridaim makineleri, uçaklar, yazarın Wittgenstein'a bilimsel bir şeyler öğrettiği anısı derken aydınlığa doğru çekiliyorsunuz. Bilim şart. Bilimi sevelim, sevmeyenlere karadelik fırlatalım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder