Üçlemenin üçüncü kitabı.
Paul Blondel, düşlerinden tere batmış bir şekilde kurtuldu. Tıknaz, gözlüklü bir adam kabusu olmuştu; ne zaman görünse Paul'ü ölümüne korkutuyordu. Hele o gece, soyguna çıkmadan önceki gece Paul için çok sıkıntılı oldu. Reis'in söylediklerini yapmak zorundaydı, sevgilisini kaybetmişti ve aşağılık kompleksi yüzünden dünyasını zindana rahatlıkla çevirebiliyordu. Otuzlarına yaklaşmıştı ve yaşamak dışında başarabildiği pek bir şey yoktu.
Birinci bölümde her şeyin başladığı zamana dönüyoruz. Paul bir dolandırıcı, mücevher işi yapıyor. Bildiğimiz şey; kıytırık bir takıyı çok değerliymiş gibi gösterip kakalamak. Gözüne güzel bir kadını kestiriyor, yemi yutturuyor ve ödeme için kadının evinin civarına gidiyorlar. Barın birinde muhabbet ilerliyor. Sonrası yine aptal aşıklık. Serinin diğer iki metnindeki karakterlerin en problemlisi burada: Çok güzel, genç bir kadınla sevgili olan, kendine güveni eksilerde bir adam. Üstelik Jeanne, bütün dolandırıcı numaralarını bilen bir kadın, en başından beri dönen katakulliyi biliyordu, yine de Paul'den etkilendiği için renk vermedi.
Jeanne'in takıldığı barın sahibi Robert, yaşlı bir adam. Paul'ü ilk gördüğü an sevmiyor, üstelik Jeanne'i kaptığı için düşmanlık güdüyor. Jeanne ve Robert akraba, Robert'in barı Jeanne sayesinde döndüğü için Paul'ün ortaya çıkması sıkıntı yaratıyor. Yine de Jeanne Paul'e destek veriyor dolandırıcılık işlerinde, o da bu bataktan kurtulmak istiyor çünkü.
Diğer Paul ortaya çıktığı zaman işler karışmaya başlıyor. Reis denen bu zat, Jeanne'in eski sevgilisi. Kanunsuz işlerden servet yapmış, çetesiyle soygunlara devam ediyor. Paul, Reis'in varlığına tahammül edemese de sesini çıkaramıyor, beceriksizliği yüzünden sıkılmaya başlayan Jeanne'i elinde tutmak için Reis'in çetesine katılmayı kabul ediyor. Sonra Jean bunu terk ediyor falan, kitabın başında söz edilen soygunda da rüyalarındaki o gözlüklü adamı karşısında görünce basıyor kurşunu, polislerden kaçmaya başlıyor bu kez.
Adamımız son derece batık, şanssız ve biraz da kafadan cort olduğu için giderek dibe batıyor. Serinin en çaresiz kaçışı, en çaresiz karakteri bu kitapta. Adamımız dibe battıkça garip bir keyif alıyor okur. İşler daha ne kadar kötüleşebilir diye düşünüyor. Yeterince kötüleşiyor.
On numara final. Bulursanız alın bu üçlemeyi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder