Freud'un görüşlerinden yola çıkıyor Abraham; patolojik ruhsal dışavurumların psikanalitik olarak incelenmesinde, dahi psikanalitik yöntemin aşamalı olarak detaylandırılmasında rüyalara başvuran Freud'a göre bilinçdışı, çocukluktaki ruhsal yaşam ve cinsellikle ilgili olguları rüyalardaki biçimleriyle birlikte ele alıyor. Abraham bu noktadan hareketle "mitleri bireysel psikolojinin fenomenleriyle" ve rüyalarla karşılaştırıyor, araştırması boyunca Freud'un fikirlerini alıntılayarak, fikirlere atıfta bulunarak mit psikolojisini adım adım örüyor. Bölümler halindeki incelemesinin ilk bölümünde rüya ve mitlerdeki çocukluk fantezileriyle arzu kuramının mitlere uygulanması var. Öncelikle yöntemine edilecek itirazlara cevap veriyor Abraham, mitlerin uyanık durumda meydana gelen fantezilerden ortaya çıkmasına karşılık sadece uyurken rüya görülmediğini, uyanıkken de rüya görülebildiğini söylüyor. Sadece rüya görmek de değil, birçok etkenden ötürü algılarımız aslında gerçek olmayan şeyleri duyumsamamıza yol açabilir. Bu mevzuyu uyanıkken görülen fantezilerle rüyalar arasında pek de bir ayrım olmayabileceğine bağlıyor Abraham. Tartışılır bir konu, devam ediyorum. Çocukluk hatıralarının rüyalar üzerindeki etkileri, Freud'un görüşüne göre rüyaları biçimleyen en önemli etkenlerden biri. Yakın akrabaların ölümü, kardeşlerle yaşanan çekişmeler, anneyle ve babayla ilgili bir dünya olay zaten sıklıkla işlenmiş durumda, diğer yandan rüyalarda beliren arzularla mitlerde de karşılaşıldığı söylenmiş. Çoğu insanda ortak bulunan arzuların kaynağı rüyalar, rüyaların kaynağı arzular, birbirine geçmiş bir iş. Freud'un Kronos'la Zeus'un çatışmasını incelediği bölümler, Oedipus'un yolculuğu, arzuların incelendiği çalışmalar olarak metinde yer alıyor.
Simgecilik meselesi, rüyaların aldıkları biçimler ve mitlerin alegorik yapılarıyla ilgili. Bu noktada Freud'un ön yargılarıyla hareket ettiği düşünülmüş, biraz keyfe keder çözümlemeler yaptığı iddia edilmiş. Abraham'a göre, söz gelişi cinsel simgecilik, bütün yer ve zamanlarda insanlar için ortak bir psikolojinin ürünü. Dilde bile yer almış bir fenomen bu; sözcükler bazı dillerde eril ve dişil, hatta Hint-Avrupa dillerinin bir kısmında üçüncü bir cinsiyet bile varmış. Gemi isimleri örnek veriliyor; "gemi" tercihen dişil bir cinsiyet taşısa da zaman içinde savaş gemilerine man-of-war adı verilmiş. Başka pek çok örneği sıraladıktan sonra Abraham cinsel simgecilikle her yerde karşılaşılabileceğini söylüyor. Tamamen bilincin etkisiyle oluşmuş bir yapı yok, cinsel temsiller bastırılmış ve bilinçdışında oluşmuş temsiller. Adem'in cinsel organı olarak görülen "yılan" sıkı bir örnek yine.
Savunusunu sunduktan sonra Prometheus'a, asıl mevzuya geçiyor Abraham, yöntemini bu mite uyguluyor. Ateşten başlamak gerekir ki Peter Watson'ın YKY'den çıkan kallavi eseri Fikirler Tarihi'nin alt başlığı da Ateşten Freud'a olduğundan iyi bir kerteriz noktası. Bachelard'ı da hatırlayalım tabii ama kuru gevezelik yapıyorum, devam. Sürtünme yoluyla ateş yakabileceğini buldu insan, deneyim sonucu ortaya çıkan ateşin yanında fizikselin ötesindeki ateşi aramaya başladı ve Güneş'i böyle yarattı, kendi metafizik algısına göre, o zamanın düşüncesiyle. Fiziksel ve metafiziksel ateş söner, tekrar yakılması gerekir. Cinsel simgeler bu noktada ortaya çıkar, Sami dillerinde görüldüğüne göre genital organlara ilkel aletlerin isimleri verilmiş, hatta İbranicede "dişi" ve "eril" ifadelerinde "oyucu parça" ve "oyuk" sözcükleri kullanılırmış. Bu simgecilikten tanrılar da nasipleniyor, ateş artık tanrıların egemenliğine girer girmez tanrılar yaratıcı, yok edici ve daha pek çok şey edici olarak ortaya çıkıyorlar. Tabii başka kültürlerle de kıyaslamalar yapıyor Abraham, Veda metinlerindeki Matarichvan'ın prototip bir Prometheus olduğunu söylüyor. Ateş getiren, geleceği gören, arzulara hitap eden, insanın çocukluğundan bir parçayı hatırlatan varlık. Nihayetinde mitleri halkın çocukluk ruhunun bastırılmış bir yaşamının parçası olarak değerlendiriyor Abraham, eğitimle ve daha pek çok yolla bastırılan arzular, mitler yoluyla açığa çıkıyor. Mitler, halkın arzularını sürdürmede bir savunma mekanizması olarak görülebilir.
Mitlerin belirli genel özelliklerinin incelenmesi, Freud'un rüya kuramı ve Prometheus'un eylemlerinin incelenmesi, son tahlilde de açıklama kısmı. Sıkı bir araştırma, Pinhan sağ olsun. Ben Prometheus'u severim, Vernant'ın bir sözünü almalıyım buraya: "Her hiyerarşide en tepedeki ile en aşağıdaki arasında muazzam farklar vardır. Yani Prometheus Zeus'un rakibi değildir, onunla yarışmaz. Yapacağım benzetmeyi mazur görün, Prometheus Olympos'un altmışsekiz kuşağıdır." Devam ediyor da benden bu kadar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder