Son soruyu önemli bir soru olarak görüyorum, sorulduğu zaman büyüyü ortadan tamamen kaldıran bir açıklık. Sende ne var, bana ne verebilirsin, talebim x ama y de ekmek aslında gibi örnekler seçenekleri artırmaktan başka bir işe yaramıyor ki esas oğlanımız kesin kararını verdiği zaman bunların hepsinden kurtuluyor ve yepyeni bir enerjiyle doluyor, sezgiyle tercih edilen aşk geride kalan her şeyi katlanılabilir anılar olarak muhafaza etmeyi sağlıyor. Kenzabure Oe'nin Kişisel Bir Sorun'unun daha bir tutku odaklı olanı diyebiliriz bu roman için, bir de Locke'ın yüzleşimciliğini görüyorum, o kadar sert olmasa da yıkmak diyor adam, iki çocuk ve bir eş, hizmetçilerle dolu bir ev, beyaz yakalılarla dolu toplantılar, yemekler, başka kadınlar, her şey arkada kaldı. Geride bırakabilmenin anlatısı. Pişmanlığın olanca karalığıyla çöküp çökmeyeceği görüş alanı dışında.
Başka kadınların tadına bakmadan Susan'ın yanında o kadar uzun zaman kalamayacaktı. Arzuyu tatmin etmenin kaybettirdiği bir şey olmayınca sabit ve çakılı halinden bıkmaya başlıyor. Bilinen son. Konfor alanı bırakılabilir mi, bırakılır. Ne pahasına? Yaşamak! Daha iyi/kötü olacağının bir önemi yok. Gidebilmek. "Çok üzücü bir gece, çünkü gidiyorum ve bir daha dönmeyeceğim. (...) Bu hayata geri dönmeyeceğim. Dönemem." (s. 1) Olmayan nokta. Birden fazla, yıllar içinde yığılmış kağıt kesikleri -bunu söyleyen Ekin, kilitlendiğim noktayı çözdü- canı daha fazla yakamayacağı yerde. Susan'ı on senedir tanıyor, daha da tanımak istiyor ama gidecek, tanıyacağı kişi, potansiyel Susan olmasını istediği kişi olmayacak çünkü kendisi değişecek.
Kendi değişimine uygun birini arıyor, kendiyle değişecek birini değil.
Sadakatsizlik, ihanet, bunlardan her gün bir tanesinin yaşanmasını istiyor. İnsanın kendine, başkalarına mutsuzluğu sürekli olduğu zaman katlanılabilir. Birilerini terk etmek o kadar da kötü bir şey değil, bu zaten sıklıkla gerçekleşiyorsa. Yenilere yer kalmazmış eskiler kaybolmasa. Eskiler özlenmese yeniler kaybolmazmış. Hatırlamak için önce unutmak lazım, bunu Karin Karakaş söylüyor, bir öyküsünde, birini iyi bir şekilde hatırlamak için onu terk edip unutmak gerekir, sonra hatırlamak gelir. Bu bir döngü, olası döngülerden biri.
Susan'la olan problemler. Adam gitmeyecek, Susan'dan beklediği davranışı görürse ama davranışlarımız sokakların kesinliği kadar. Farklı bir şey çıkmıyor ortaya, Susan farklı davranmıyor, konuşmuyor, adamdan ne beklediği çok açık ve bu açıklık adamı itiyor, adamı Nina'ya itiyor. Mutlak özgürlüğün seçili yükümlülükler olduğu söyleniyor, sanırım doğru. Zorunlu ayrılıkların zincirlerinden gelen şakırtılar pişmanlık şarkısı söyleyebilir ama seçilebilen bağ ve seçilebilen kopuş, yani her şeyin yolunda gideceği duygusunun kapadığı, çok derinlerdeki huzursuzluğun sesini duyabilmek. Kötü bir tercih yapmanın korkusu ve bunun bilinçli olarak yapılmasından gelen rahatlık. "Merak etmeyin, bu gece her şeyi berbat edeceğim." (s. 9) Yalnızlık korkusu pusuda ama tek kurşun; gidilecek.
Victor'un çöple dolu evinde bir koridor, yatak, her şeyi geride bırakmak isteyen adama o yatak o kadar çekici geliyor ki. Victor yıllardır yalnız, eşinden kavga gürültü ayrılmış ve hayatına giren kadınlar girdikleri gibi çıkıyorlar, Victor akıntıda, sırtüstü uzanmış, yüzü güneşe dönük. İşlerinde başarılı insanlar, sosyal yaşamlarında bir o kadar belirsizlik, ne yapacaklarını bilmeyen çocuklar. Seçeneklerin varlığını sürdürmesi lazım, önemli olan bu. Her zaman daha iyisinin ve daha kötüsünün olduğunu, onlara ulaşılabileceğini bilmek. Dünyanın kaldırmak istediği bir etek olduğunu söylüyor adam, dünya bir etek, kaldırılabilir. Obsesif bir ruh, hazların çeşitliliği baş döndürücü, akıntının kaynağı.
Düzgün bir aile yaşamı süren arkadaş, üniversite anarşizmi, vahşi kapitalizmin uşakları haline gelen eski tüfekler ve gidiş, merhametli olanın bıçak kullanması. Son bölüm yeni bir aşkın parıltısından oluşur, bölümlerce süren sorgulamalardan eser yoktur. Parıltılı bir mutluluk anı, son.
Eh, kafaya bir tekme indirecek metinlerden. Bazı şeyleri çözmek için. Karmaşıklaştırmak için de.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder