Sekize on var, yılbaşı akşamı. Işıklar birleşerek kenti başka ışıklara ve gölgelere boğuyor. Kar yağıyor, sis onca ışığı kırarak boğuyor. Sayısız lamba. Dükkanlar. Kentin en iyi lokantasında üst düzey bürokratlar için ayarlanmış bir etkinlik gerçekleşecek. O sırada kentteki bir ev davetlilerini bekliyor. Evin sahibi İvan Kapitonoviç, Elektrik Fabrikaları Müdürü. O da etkinliğe davetli ama gitmiyor, oğluyla görüşmesi gerek. Yıl boyunca süren dargınlık üç gün önce son bulmuş, Vadim yeni yıla babasıyla birlikte girecek ama aklı o sabah hastaneye yatırdığı eşinde. Bir çocukları olacak. Vadim Kimya Kombinası'nın başmühendisi, yirmi dokuz yaşında. Kaynanası Bronislava Zemoyonovna da evde, bir de İvan Kapitonoviç'in çalışanı İgnat Golubko geliyor, başmühendis. Birkaç davetli daha var ama kadro bu. Diyaloglar, yeni yıl ve yaşlılıkla ilgili söylenenler, yaşamın ellili yaşlardakiler için bile biçimlenmeye devam etmesine dair konuşmalar, İvan'ın makinelere duyduğu sevgi hakkında yaptığı açıklamalar, hepsi dört saat boyunca sürebilirdi ama hatlardan birinin arızası sonucu kesilen akım, Golubko'yla İvan'ın hemen fabrikaya gitmelerine yol açıyor. Vadim de çalıştığı yerden çağrılıyor, evdeki huzurlu ortam bir anda yok oluyor. Kentte ışık var ama daha ne kadar olacak, belli değil.
Bu dağılış sırasında Vadim'le babası İvan'ın neden papaz olduklarını görürüz, önceki yıla dönüp ettikleri kavgaya şahit oluruz. Baba İvan'ın elektrik ve makine sevgisinin karşısında Vadim'in insan sevgisi çatışmalara sebep olur, bir toplantı sırasında babasına çıkışır Vadim, sonrasında gerginlik sürer ve sözlü tartışma kırıcı boyutlara ulaşınca bağlar kopar. İvan pratik bir adamdır, fabrikaya geldiğinde Vasili Vasilyeviç'i ve diğer çalışanları bir telefon trafiğinin içinde bulduktan sonra duruma el koyar, sorumluluğu alarak arıza giderilene kadar bütün elektriği kestirir, böylece diğer fabrikalar için aşırı yüklemeyi önler ve daha uzun sürecek bir arızaya engel olur. Vasili Vasilyeviç içten içe rahatlar, yine de İvan'ın duruma el koymasından ötürü adama daha da kinlenir. İvan kadar kıdemli olmasa da otuz yıldır aynı yerde çalışmaktadır ve takdir edilmediğini düşünür, hele çok önemli bir problemin giderilip devleti büyük bir zarardan kurtarınca bütün takdiri İvan'ın aldığını görünce. İvan birader bürokrasiyi çözmüş, yükselebilmek için işini iyi yapmasının yanında kendi gösterisini sunmuş gibi gözüküyor, başkalarının sırtına basa basa müdürlüğe kadar geldiği zamanda ve sonrasında Vadim'le arasını açan gizli bir mesele olabilir bu.
Elektrik tamamen kesiliyor, kent karanlıklar içinde kalıyor. En baştaki ışıkların yerine koyu bir leke tasvir ediliyor bu sefer. "Önceden haber vermeden bir Tanrı öfkesi, bir kent yıkılması, bir deprem gibi beklenmedik bir anda koyu bir ortaçağ karanlığı, tekniğin şımarttığı yirminci yüzyıl insanlarının üstüne birdenbire çöktü." (s. 46) Tanrı öfkesi ve deprem gibi, ilahi olan ve ilahi olmayan, insanların elinde hiç olmayan facialar elektriğin kesilmesine denkleniyor, yeni yüzyılın dünyası. Tramvaylar çalışmayı durduruyor, yokuş aşağı geri geri giden bir tramvay, arkadan gelen bir başka tramvaya çarpıyor. Bir lokomotifle bir yük treni çarpışıyor. Ağzına kadar müşteri dolu mağazalarda kıyamet kopuyor. Kodamanların bulunacağı restoranın müdürü telefonlara sarılıyor. Üniversitelerden biri isyan ediyor, deney düzenekleri elektriksizlik yüzünden işlerliğini kaybederse on yıllık araştırma boşa gidecek. 1959'un bittiği gün için akıl almaz olaylar, koskoca SSCB için affedilemez bir aksaklık, günah keçileri için bir sınanma.
İvan için çok daha büyük bir problem çıkıyor ortaya, Vadim'in çalıştığı yerde havaya karışan zehirli gazlar yüzünden insanlar tehlike altında. Vadim'in çocukluktan beri tanıdığı bir arkadaşı da aynı fabrikada çalışıyor ve gaz yüzünden yaşamını kaybediyor. Yine bir geriye dönüş, Vadim'le arkadaşının tanışma hikâyeleri, yıllar sonra karşılaşmaları ve günümüze geldiğimizde üzüntüden ne yapacağını bilemeyen bir Vadim. Kepini düşürüyor, arızayı gidermek için çalışmaya devam ediyor. Babasına gelen telefonda ölen kişinin Vadim olduğu söyleniyor, bir yanlış anlama, düşen kepi bulan adam kepin Vadim'e ait olduğunu, ölenin de Vadim olduğunu söylüyor. Vadim'in çalıştığı yere ulaşmaya çalışıyor İvan, çok güvendiği makinelerin çıkardığı arıza sonucu karanlıklar içinde yolunu bulmaya çalışıyor ama yalnızlığı hissettiği zaman, makinelere belki de o kadar da güvenmemesi gerektiğini anlıyor. Bir şekilde araç buluyor ve olay yerine gidince ölenin Vadim olmadığını anlıyor, yine de sıkıntısı geçmiyor, çünkü makinelere duyduğu güven sarsılmış durumda, otuz yıllık parlak kariyerinde belki de ilk defa yaptığı işi, ailesini, yaşamını düşünüyor. Zayıf insanın yeryüzüne egemen olması, yarattığı mucizelerin gücüyle kendini de güçlü hissetmesi, bunların hepsi bir yanılgı. İnsan yine insan, kendisi ne kadar makineleşmiş olursa olsun kendi özünü fark ediyor İvan. Çatışma içindeyken bırakıyoruz onu, düşünceleri salınıp dururken metindeki sınırlarına ulaşıyor.
Vadim kurtuldu, evine geldi ve bir kızı olduğunun haberini aldı. Arkadaşı öldü, kızı doğdu, döngünün farkında. Önemli olanın doğa olduğunu düşünüyor, üstünlük kurmaya çalışarak katlettikleri doğanın bir parçası olarak yaşayabilseler, tüketim korkunç bir düzeye ulaşmasa, hep daha fazlası istenmese belki de ölümlerin çoğu engellenir, doğumlar da olduğu gibi sürer ki elektriksiz zamanlardaki yaşamın çok daha doğal olduğu birkaç kez tekrarlanıyor. Fayda-zarar analizine lüzum yok, bir fikir.
Tendriakov olası bir teknik arızanın yol açabileceği problemleri bir baba-oğul ilişkisi üzerinden inceliyor, insanın her şeyden önce gelmesi gerektiği mesajını da veriyor, bir de sağlam bir Sovyet toplumu tasviri yapıyor. Güzel.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder