Sıkı bir teknik; toplumsal dinamikleri sarsmak, bireyin ahlaki serüvenini masaya yatırmak için ideal. Güç odaklarının etkisinde kalan karakterlerin fikirlerinin aslında ne kadar kendi fikirleri olduğu, kapitalist mengenelerin sağlıklı düşünce yapısını tahrip etme derecesi, Ballard'ın kafa yorduğu ne kadar konu varsa ağır ağır belirir ve sonda her şey bağlanır. Tezli roman benzeri bir yapı ama yavan değil, sürprizler kurguyu polisiye havasına soksa da gerek dev bir arka plan oluşturan toplumsal yapıbozum, gerek bireyin toplumla ilişki kurduğu nokta Ballard'ın metinlerini bambaşka bir yere çeker. Mesela şuraya. Bakıyorum, Ballard'ın kitapları yan yana duruyorlar, düşünmemi söylüyorlar. Düşünmeliymişim, meseleleri derinmiş. Derindir, Ballard'ın metinleri üzerine sıkıca düşünülmelidir.
Hüseyin Kıran'ın bir twit'i çok hoşuma gitmişti, sürekli sağlıklı olmaya çalışmanın hastalıklı bir şey olduğuna dair. Bu metne denkliyorum; suç oranının sıfıra indiği bir toplum ne kadar sağlıklı olurdu? Suçu daha büyük patlamalar yaşanmasın diye ortaya çıkan hava delikleri olarak düşünüyorum, kolektif bir cinnetin ortaya çıkmamasında önemli bir rolü var. Diyalektik bir anlayış; daha iyi -iyinin içi nasıl doldurulacak, o da ayrı bir şey- bir toplum için yasalar vardır, yasalardan önce felsefe vardır ve hepsinden önce suç vardır, en temelinde hak ihlali. Hak ihlal edilir ve sonucunda ceza olarak yoksunluğun bir türü dayatılır, medeniyetimiz bu temel üzerinde yürümektedir. Hak meselesi de karışıktır, iş Kant'a gelmesin istiyorum ve hızlıca geçiyorum burayı. Bireysel iyiler vardır, dünya bu bireyselliklerin ortalaması göz önüne alınarak kurulur. Diyeceğim, kapitalizmin eseri olarak bunun ortadan kalkmaya yüz tuttuğunu da ekleyeceğim. Neyse, farklı bireyselliklerin çatışma alanını mekân olarak belirler Ballard, anlatısını bu alan üzerine kurar.
Charles bir gezgindir, hayatını kitap yazarak kazanır. Kardeşi Frank, Cebelitarık'ta bir mekânın işletmecisidir. Bir gün Charlie, kardeşinin başının belada olduğunu dair resmi makamlardan bir haber alır ve uçaktan indiği anda macerasına ortak oluruz, anlatıcı da kendisidir. Cebelitarık tam bir kaçakçılık merkezidir; porno, içki, uyuşturucu sektörleri burada cirit atmaktadır. Estrella de Mar, sonsuz özgürlükler diyarı. Üst sınıfın Shangri-La'sını bulmak orta sınıf için mümkün değildir, sömürülenler sisteme kolaylıkla uyum sağlamıştır. Suç oranı oldukça düşüktür, görünürde cennete bir koşu gerçekleşmiştir, mutluluk içinde yaşayan bir toplum ortaya çıkmıştır. Ütopyaların pek bahsedilmeyen, gözardı edilen -ki ütopyaların imkansızlığının da sebebidir bu- çarpıklıkları ortada yoktur. Artı, eksisini de yaratır, o zaman gizlenenler, bastırılanlar bir noktada patlak verecektir, verir de.
Charles emniyet müdürüyle görüşür, kardeşinin çalıştığı yerin sahipleriyle görüşür ve öğrenir ki mekânın en kodaman ailesinin evindeki bir kutlamaya katılan insanlar, evin havaya uçmasıyla korkunç bir biçimde ölmüştür ve Frank suçludur, suçunu da kabul etmiştir ve mahkemeyi beklemektedir. Charles kardeşiyle görüşür, bu faciayı onun yapmadığına emindir. Bu bölümlerde geçmişlerine bir göz atarız. Annenin intiharı, babanın etkisizliği, Frank'la Charles'ın acıyla baş etmek için yaptıkları küçük hırsızlıklar, yakalandıkları zaman kardeşine babalık eden Charles'ın yediği dayaklar, bir sürü olay. Charles ne olursa olsun kardeşini bırakmayacaktır ve mevzuyu çözecektir, bütün işlerini askıya alır ve bu meseleyle uğraşmaya başlar.
Katman katman açılan karanlıklar gizemi de aydınlatmaya başlar, karakterlerden hangilerinin Charles'a yardım edeceği belli değildir, yardım edenler de kimliklerini ortaya çıkarmazlar. Charles, havaya uçan eve gittiğinde oraya kendisinin bulması için konmuş bir kaseti fark eder, izler, kodamanların kendi aralarındaki seks oyunları, tecavüzler, pek çok şey ortaya çıkar. Ana çizgide yürüyen bu hikâyenin yanında Charles'ın sokakta şahit olduğu olaylar da vardır; tecavüze uğramak üzere olan bir kadını kurtarır ve bir an gözden kaybolan kadının partiye dönüp eğlenceye devam ettiğini görür. Tecavüz teşebbüsünü film izler gibi izleyen insanları gören Charles çıldırır, bağırıp çağırması sessizlikle karşılanır ve kalabalık dağılır. Toplum uyuşturulmuş gibidir ya da suç girişimlerine karşı olumlu bir tavır takınmıştır. Tekne çalan bir adam kolluk kuvvetlerini atlatmak üzereyken tekne havaya uçar, adamdan geriye pek bir şey kalmadığı düşünülür ama kurtulmuştur aslında, Bobby Crawford nam bu adama döneceğim. Frank'in teknesi yakılır, araçların lastikleri patlatılır, irili ufaklı suçlar işlenir ve ortada bir şikayet olmadığı için kayıt altına alınmaz. Suçlar giderek büyür; üzerine kaynar su dökülerek kaçırılan kedilerden cinayetlere ulaşırız. Suç oranı sıfıra yakın toplumun kendine uyguladığı sansür her şeyin üzerini örter. Büyük bir terslik olduğu düşünülebilir ama Ballard'ın çift kutuplu düşünceleri her şeyi yerli yerine koyar.
Estrella de Mar'a bakıyoruz, Avrupa'nın geleceği olduğu ve yakında her yerin oraya benzeyeceği söyleniyor. Polisin pek dahil olmadığı, özel güvenlik yoluyla huzuru sağlanan bir mekân. Yüksek duvarlar, kameralar, kapalı bir sistem. Çekirge Etkisi'nde anlatılıyor; devletin denetleyemediği -anlaşmalar yapılmıştır veya denetlemek masraflı olduğu için denetlenmez- bölgelerde başka kanunlar geçerlilik kazanır. Özel kanunlar, orijinal mekânlar için orijinal olanlarından. Avrupa'nın geri kalanının Estella de Mar'a benzeyeceği öngörüsü son derece yerinde, hatta göçmenler ve diğer dış etkenler olmasa muhtemelen çoktan benzemişti. Frank'in de bu fikri savunması, işlemediği bir suçu üzerine aldığı izlenimini oluşturuyor. Toplum yararına yapılan bir eylem uç noktaya ulaşınca hiçbir aksaklık doğmaması için, belki de toplum mühendislerini korumak için Frank kendini feda ediyor. Bu bir fikir, Charles yavaş yavaş böyle düşünmeye başlayacak.
Bobby. Eski bir subay, Çin civarlarında "kontrollü suç" ortamı yaratarak insanları kontrol altında tutabilen ama yöntemleri yüzünden ordudan ihraç edilen, kodamanlar tarafından mekâna dinamizm kazandırması için tutulan tenis hocası, Estrella de Mar'ın ortaya çıkmasında baş aktör. Charles bu adamın güdümüne girer, fikirleri mantıklı gelir. Adamın insanları "yaşama döndürme" fikri sosyal tabuları yıkmak, sekse, mülkiyete ve kendine hakim olmaya şartlananları bu tür zincirlerden kurtarmak üzerinde temellenmiş. Uygarlıkların yükselişi hep bir çarpıklığa dayalı olmuştur Bobby'ye göre; Antik Yunan'da kölecilik ve oğlancılık vardır, Roma'da benzeri şeyler, bunların olmadığı bir yerde sanat da gelişmez, hiçbir şey gelişmez. Charles bu yönelimi sorgurlarken insanların kokain, amatör porno ve ev hırsızlığıyla nasıl rehabilite edileceğini düşünür, Bobby bunların bir araç olduğunu söyler ve eylemlerini sürdürür. Charles'ın uğradığı saldırı da kendisinin eseridir, bu potansiyel sahibi insanın "uyandırılması" için Bobby'nin Charles'ı boğması ve son noktada eylemi durdurması gerekmiştir. Charles gerçekten uyanır, Bobby vasıtasıyla kodamanların organizasyonunda çalışmaya başlar. Bu bir cephe, karşı taraf bu cepheyi bir çarpıklık olarak görür: "'Tüm bu durmak bilmez aktivite, bu sanat festivalleri ve kasaba konseyleri bir tür sosyal parkinsonizmdir. Herkesin şarkılar düzdüğü şu rönesans denen şeyin bir bedeli vardır. Crawford (Bobby), L-dopa gibi. Kataleptik hastalar uyanır ve dans etmeye başlar. Gülerler, ağlarlar, konuşurlar ve gerçek benliklerini kazanmış gibi görünürler. Ama dozun giderek artırılması gerekir, sonunda onları öldürecek düzeye kadar. Crawford'un yazdığı ilacı biliyoruz. Esrar satışına, hırsızlığa, pornografiye ve eşlik servislerine dayalı bir sosyal ekonomidir bu - tepeden tırnağa bir suç piramidi.'" (s. 286) Bu cephedeki karakterler bir süreliğine Bobby'nin yanında yer almışlar, hatta Frank de aralarındaymış ama facianın sadece yangınla sınırlı kalmadığını, evin havaya uçtuğunu gördüklerinde hep daha fazlasını yapmak isteyen kodamanların eve bomba yerleştirdiklerini bilmiyorlarmış, bu yüzden gruptan ayrılmışlar. Estrella de Mar bu olay sayesinde sonsuza uzanacak, bir arada kalacak ve yeni mekânların yaratımında model teşkil edecekmiş.
İstanbul'un Fethi gibi büyük olayları düşünüyorum; büyük fedakârlıklarla edinilen başarılar veya sahip olunan travmalar gerçekten unutulacak gibi değildir, elde edilenlerin korunması için büyük oranda özveri de gerekebilir, yoksa onca çabanın hiçbir anlamı olmaz, vazgeçilebilirlik üzerinden hiçbir şey inşa edilemez, edilse de kalıcılığı sağlamak mümkün değildir. Bu facia büyük bir başarıdır, bu açıdan. Charles da buna katılır, ikinci bir mekânın kurulabilmesi için çaba harcar ve Bobby'nin ölüsünü görür görmez yerdeki silahı alır, tam o sırada polisler gelir. Frank'i anlar, kendisini de anlar, kardeşinin korunmaya ihtiyacı yoktur aslında, her şeyin daha iyi olabileceği fikri korunmalıdır. Suçlunun kendisi olduğunu söyleyecektir, kardeşinin yerine -sözde- mutluluk toplumunu kurtarır.
Ballard'ın izlekleri, sağaltıcı şiddeti kurma konusunda on numara. İnsanoğlunun sürekli arızaları; cinsellik, mülkiyet, ahlak normları, iktidar mücadeleleri. Tedirgin edici meseleler Ballard'ın dünyasında olanca canlılığıyla beliriyor ve cesur okurunu bekliyor.
Son bir şey: Dünyanın En Güzel Arabistanı'nı izleyin. Cem Uslu çok acayip şeyler yapıyor.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder