Polka'nın davranışları, huyları, insanların davranışları, huyları, genel olarak huylar ve davranışlar üzerinden gideceğiz. Örneğin köpeğin tembelliğini ve kayıtsızlığını Nourissier'nin öğrenci hareketleri zamanındaki durgunluğuna ve kayıtsızlığına bağlandığını görünce, kalıp davranışların türler arasında benzer biçimlerde ortaya çıktıklarına dair bir şeyler okuyunca anlamın kayıp gittiğini, ortak bir zeminde buluştuğumuzu göreceğiz. Köpekleşiriz, insanlaşırlar. İnsanın merkezden çıkarılmasıyla aramızdaki fark belirginleşir ama Nourissier o kaygan alana doğru ilerler ister istemez. Köpeklerin bizi tedirgin bir biçimde dinlediklerini, konuşmalarımızın onlara müzik gibi geldiğini düşünür. Sesimizin tonundan hissettiklerimizi anlarlar, bakışlarımızdan da anlarlar, yazarın hassasiyeti hayvanlarla bu yönden bir yakınlık kurduğunu gösterir. Sokak hayvanlarını, savaşta kullanılan hayvanları düşünür, onların yalnızlıklarını ve üzüntülerini hissedebildiğini söyler. Bunların yanında pis kokularını ve şaşkın bakışlarını duyumsadığını da söyler, yine de Polka iğrenilesi bir hayvan değildir, zira hayvan iğrenilesi bir varlık değildir. Hayvan hayvandır. Yaşlanır, ölür. İnsan bu duruma üzülür. Kendi sonluluğunu düşünerek üzülür, alışkanlıklarını yitirdiği için üzülür, sevgisini paylaştığı canlıyı bir daha göremeyeceği için üzülür. Polka da yaşlı bir köpektir, atlayıp zıplamaları sona erdikten ve nefesi kokmaya başladıktan sonra sevginin niteliği değişebilirdi ama Nourissier böyle bir değişimin gerçekleşmediğini düşünür, sanki kendisi hiç büyümemiş, zaman geçmemiş, bir şeyler değişmemiş gibi. Bir canlı, başka bir canlıyı zamanın bir yerine sabitler. O zamanı hatırlayıp hatırlamamak türün özelliklerine ve zihnin durumuna göre değişir. Yazar, Polka öldüğü zaman bütün bu yazdıklarını unutmuş olabileceğini düşünür ve üzülür ama sürecin doğallığından ötürü pek de isyan etmez, sadece yeterince hakkını vererek yaşayıp yaşamadığını sorgular.
Metin kısa bölümlerle biçimlendirilmiştir, her bölümün ayrı bir mevzusu vardır. Bir bölümde romanın anarşiye kapı araladığını okurken takip eden diğer bölümde yazınsal yaşamların olağanlığı üzerinden bir metni olağanın dışına çıkarma biçimleri irdelenir, hemen ardından köpeklerin osuruklarından, fütursuzca yiyip içmelerinden bahsedilir. Hızlı geçişler baş döndürür, iyidir bu. Belirli bir odak yoktur, varsa da Polka'dır ama Polka da değildir, parıltı karma bir metin ortaya çıkarır. Yirmi yaşın düşüncesinde köpeklere duyulan sevgisizliğin kırklı yaşlarda zıt kutba ulaşmasını romanın şiirle temas ettiği noktalarda aramak, kendi sanatını sorgulayan bir sanatçının en ince duyarlılıklarını göstermek için sıkı bir yöntem. Devam edeyim, yazara göre yazmanın hiçbir soyluluk sağlamaması baş döndürücü tutkuları gidermenin yanında göze alınabilir. Yazar olarak bir soyluluğunuz olduğunu düşünüyorsanız tabii. Hırpalanmayı göze almak gerekir bir şey üretmek için, tedirgin olmayı da göze almak gerekir. Aslında sürekli bir tedirginlik hali. Etkilenme endişesinden anlatının başını alıp gitme tehlikesine kadar korkulacak pek çok mesele varken ne cüret aslında. En sağlamından. Sanatın sürerliğini cüretler toplamına indirgemek istemiyorum ama öze en yakın noktalardan biri de bu. Köpeklerle ilgili yazılmış milyon tane metin varken Nourissier neden bir tane daha yazmak istesin? Cüret edebildiği, düşüncesince köpekleri kimse onun gibi yazamadığı için. Yeterli. Bir kere Polka evi yuvaya çevirmeden çok yetenekli, sırf bu yüzden bile bu metnin yazımı için bir sebep doğmuş oluyor. Yazar ve eşi -görünürde- sıkıntılı bir hayatı paylaşıyorlar, aralarına giren mesafeyi bir türlü kapatamıyorlar, ta ki Polka bir gün eve gelene kadar. Yüz papel ödüyor Naurissier, köpeği alıp evine geliyor ve o evin havası, iki insanın yaşamı değişiyor. Süper.
Ne güzel mektup, Polka'ya yollanmışsa da cevabı çoktan elde edilmiş. Paris, New York, Fransa, Avrupa, her yerden yankıları duyuluyor, Nourissier gittiği her yerde Polka'yı ve dolayısıyla yaşamını düşünüp kendilikle ilgili sezgilerini bir araya getiriyor, bu metni adım adım oluşturuyor. Çok iyi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder