Biyografisi ayrı bir öykü gibi okunabilir. Plüton kökenli Satürn vatandaşı, 1982'de üretilmiş, elsiz ve ayaksız. 12. yüzyıl ediplerinden. Mutlaka fanzin çıkaranlardandır, çıkarmıştır. Fanzin çıkarmadan yürümüyor bu işler, biliyorsunuz, bir yerlerden bir yerlere tutunmak, adını duyurmak ve edebi çete oluşturmak şart. Çeteye dair bir öykü var zaten, oraya gelinir. İlk öykü kitabıdır bu, dendiğine göre. İnanılırsa. Öyküyü ve inanmayı bir araya getirebilirsek. Mesela iki elmayla üç armudu toplasak ne eder. Bu bir soru değil.
Epigrafta tersten bir selam var, Gamze'ye. Umarım mutlusunuzdur ya da ayrıldığınız için mutlusunuzdur. Nedenini bilemiyorum ama alenen, ansızın sevgiye sempatim var. Mesela Casillas kendisiyle röportaj yapan kadını şap diye öpmüştü, meğer evlenecekler miymiş, evli miymişler, öyle bir şeydi. Samimi bir şey.
Pırr: Anlatıcının dedesinin kuşu artık ötmüyor. O kuşu da ötmüyor. Babaanne dert yanıyor, dede zaten dertli, çok sevdiği Pırr nam kuşu artık ötmüyor, öyle bakıyor. Bu iki kuş geride kalacak, öykü başka bir yere akacak. O zaman bu erotik karateye ne lüzum vardı, öyküde lüzumdan da bahsedemeyiz sanırım. Neyse, dede ve babaanne ölür, civardakiler yavaş yavaş ölmeye başlar, anlatıcının arkadaşı olan kiralık kuş katilinin de kolu kırılır, felaketler. Anlatıcı hasta olur, kuş her ölene şöyle bir baktığı gibi anlatıcıya da bakar. Son.
Babasının Şeyi: Güzel bir psikanaliz öyküsüdür. Anlatıcının arkadaşı Arat, bir sabah babasının şeyi olarak uyanır. Kafka olsa kalkıp giderdi sanırım. Neyse, bir penisle bir çocuğun pek de farklı olmadığı o anlar babayla arada ne birikmişse hepsinin toplamıdır. Çözülecek bir dert; Arat ne yapması gerektiğini anlar ve iktidarsızlık olarak babaya döner. Baba manen biter, Arat yaşamına geri döner, itinayla üfürülmüş bu hikâye de böylece biter.
Az Koy: Eskiciyan biraz boca ediyor sanırım, mizahı yığmadır.
Koyun adı Az, eşlerinden kaçıp çırılçıplak yüzmeye gelmiş adamla kadının önünden iki jeneratör geçer. Adamın mikrodalga fırınla kaçamağı vardır zaten, kadın da çiviyle eğlenceli bir flört dönemi yaşamış, sonra hayatına devam etmiştir. Jeneratörler önlerinden geçerken saklanırlar mıydı neydi, sonra çıkarlar ve yüzmeye devam ederler. Birinin ütü, diğerinin saç kurutma makinesi olduğunu hayal ediyorum. Jeneratörlerin. Belki onlar kendilerini öyle sanıyor olabilirler. Adamla kadını bilemiyorum, neyseler ne.
Kıpkısa öyküleri geçtim, okura anlık parıltı gördürsünler.
Bu Sefer: Kız, sevgilisinin telefonunu kurcalar ve arkadan girmekle ilgili bir mesaj görür. Adama da bir şey diyemez, telefon çalmaya başlayınca külotunun içine sokar ve inler. İntikam duygusu biraz sönmüştür belki.
Görsel öyküler. Bunun için uydurulan terimi bilmiyorum. Harfler kağıda dağılmıştır, denizin yüzeyini oluştururlar. "Kağıttan gemi" de kağıttan gemi formundadır. Şurada örnekleri var.
Aşırı dahi çocuğun eğitim sistemine sokulup heba edilmesi, havaya uçuracağı arkadaşına öykü yazdıran adam, Pause Anıtı'nın pause süresince dondurulanların yığılmasından oluşması, başlıklı ve boş sayfalı öykü, bir sürü deney.
Muzip ve mis öyküler. Almaz mıydınız?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder